BAROMUZ

2023-2024 ADLİ YIL AÇILIŞI NEDENİYLE BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI ADANA BARO BAŞKANIMIZ Av. SEMİH GÖKAYAZ: “HUKUKU EGEMEN KILMAK İÇİN KORKMADAN, YILMADAN, SABIRLA, İNATLA ÇALIŞACAĞIZ”

görüntülenme
28/09/2023
2023-2024 ADLİ YIL AÇILIŞI NEDENİYLE BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI
ADANA BARO BAŞKANIMIZ Av. SEMİH GÖKAYAZ:
“HUKUKU EGEMEN KILMAK İÇİN KORKMADAN, YILMADAN, SABIRLA, İNATLA ÇALIŞACAĞIZ”
Sayın Türkiye Barolar Birliği Başkanım,
Sayın Adana Büyükşehir Belediye Başkanım,
Saygıdeğer meslektaşlarım,
Değerli misafirler,
Kıymetli basın emekçileri,
Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Yeni adli yılın ülkemize, yargı camiamıza ve meslektaşlarımıza hayırlı olmasını diliyorum.
DEPREM FELAKETİ
Geçtiğimiz Şubat ayında yaşadığımız deprem felaketinde hayatını kaybeden on binlerce yurttaşımız ve 122 meslektaşımızın acısı, yüreklerimizi yakmaya devam ediyor.
Deprem felaketinde yitirdiğimiz baromuz üyesi meslektaşlarımız; Av. Uğur Uçurum’u, Av.Zeliha Esin Atmaca’yı, Av.Tarık Burak Taştekin’i, Av.Yusuf Başlar’ı, Stajyer Av. Ömre Öz’ü, yitirdiğimiz tüm meslektaşlarımızı ve yurttaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyoruz.
Yakın zamanda yitirdiğimiz aziz meslektaşlarımız Av. Aytül Ünal’ı ve Av. Sönmez Arıoğlu’nu, rahmetle anıyoruz.
YARGI BAĞIMSIZLIĞI
Yıllardan bu yana adli yıl açılışlarının ana konusu Yargı Bağımsızlığı olmuştur. Bu kapsamda ana eleştiri konusu; Adalet Bakanı’nın Hakimler Savcılar Kurulu’nun başkanı, Adalet Bakanlığı Müsteşarı’nın da kurulun tabi üyesi olmasıdır. Herkesin üzerinde ittifak ettiği konu; yürütmenin HSK’ya başkanlık ettiği bir anayasal düzende, yargının bağımsız olduğundan söz edilemeyeceğidir. Yargının bağımsız olmadığı bir sistemde, adaletten bahsetmeye olanak bulunmamaktadır. 2017 Anayasa değişikliği ile tek adam rejimini getiren yeni Anayasal Sistem değişmedikçe, yargının bağımsızlığı sağlanmadıkça, bu ülkede adaletten bahsetmeye olanak bulunmamaktadır. Bu nedenle Hukuk Devleti ilkesi, gerilemeye devam etmektedir.
15 Temmuz 2016'da yaşanan darbe girişimi nedeniyle ülkemiz çok büyük bir badire atlatmıştır. Bütün kamu kurumları yara aldığı gibi en büyük yarayı yargı almıştır. Yaşanan bu darbe teşebbüsünden ders çıkarıp objektif kriterlere göre, denetlenebilir bir sınav sistemi ile liyakat sahibi hukukçularla yargı teşkilatını donatmak yerine eski alışkanlıklara devam edilmiş ve kadrolaşma mantığı ile hareket edilmiştir. Son yedi yılda 19.000 den fazla hakim ve savcı ataması yapılmıştır. Deneyimin, mesleki birikimin ve içtihat bilgisinin önemli olduğu hakimlik ve savcılık mesleğinde, meslek mensuplarının yaklaşık % 75’inin son yedi yılda atanmış olması, adalet sisteminin hazmetme kapasitesi bakımından düşündürücüdür. Bu tablo elbette ki bazı handikaplar içermektedir. Ancak meslek içi eğitimler, mesleğe intibak sağlanması konusunda yaşanan sorunların giderilmesi ve şikayet üzerine yapılacak soruşturmaların etkin, hızlı ve adil olması karşısında mahkemelerin işleyişi konusunda yaşanan birçok sorunun ortadan kalkacağını değerlendirmekteyiz.
AVUKATLIK MESLEĞİ BOĞDURULMAKTADIR
Bugün, mesleğimizde yaşanan en büyük sorun; bir türlü önüne geçilemeyen hukuk fakültesi ve hukuk mezunu sayısındaki ölçüsüz, hesapsız artıştır. Hukuk Fakültesi sayısı, yıllarca hukuk alanında yapılan her önemli toplantının konusu olmuş, konunun tüm tarafları yeni fakülte açılmaması konusunda ittifak etmiş olmalarına rağmen bu konuda da akıl tutulması yaşanmıştır. İş artık içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Bugün 92 hukuk fakültesinden her sene yaklaşık 20 bin öğrenci mezun olmaktadır. Eğitimde kalitenin düştüğü, akademik kadronun birçok okulda yetersiz olduğu ve mezun sayısının ihtiyacın çok ötesinde olduğu gerçeği kaskatı önümüzde durmaktadır. Bağımsız savunmayı temsil eden, ülkedeki hukuksuzluklara karşı sesini yükselten Avukatlık mesleği, sistematik olarak sorunların içine itilerek bile isteye boğdurulmuştur. Şu aşamada 2024 yılından itibaren uygulanacak Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı’nın tek başına yeterli olmayacağı açıktır. Bu nedenle Hukuk Fakültelerine akreditasyon şartı getirilmesi, akademik açıdan yetersiz hukuk fakültelerinin iyi düzeydeki okullarla birleştirilmesi ve başarı diliminin yükseltilmesi acil ve hayati öneme sahiptir.
Hak aramanın teminatı olan Avukatlara yönelen şiddet, çok ağır bir hal almıştır. Haciz mahallinde, büroda, adliyede, keşifte… Ne yazık ki avukatlar, her çalışma alanında saldırıya uğramaktadır. Meslektaşlarımıza yönelen tehdit ve saldırıların son bulması için devlet, tüm olanaklarıyla seferber olmalıdır. Hiçbir tehdit veya güç, bizi mesleğimizi yapmaktan alıkoyamaz.
UYGULANAN YANLIŞ POLİTİKALAR NEDENİYLE ÜLKEDE ADALET, ETKİSİNİ VE KUVVETİNİ KAYBETMİŞTİR.
Uygulanan yanlış politikalar nedeniyle ülkede adalet, etkisiz ve güçsüz kalmıştır. Cezasızlık politikası nedeniyle suç işleyen, adil ve vicdani karşılığını bulmamaktadır. Yasal faiz oranının ekonomik hayatın gerçeklerinden çok uzak olması nedeniyle borcu olan, borç ödemeye imkanı olsa bile borcunu ödememektedir. Bu faiz oranını kötüye kullanan sigorta şirketleri, geçmiş yıllarda hak sahiplerinin peşinde koşarken şimdilerde yargı yolunu sonuna kadar tüketme yoluna gitmektedir. Bu yasal faiz oranlarıyla İş Mahkemeleri’ndeki işçilik alacakları, 3-5 yılı bulan istinaf sürecini de eklerseniz pul olmaktadır. Yine ekonomik gerçeklerden uzak, kira parasında % 25 yasal sınırlamaya dair düzenleme nedeniyle yargıya intikal eden işlerde duruşmalar aylar mevsimler sonrasına verilmekte ve yargı kötü niyetli kişilerin oyuncağı haline dönüştürülmektedir. Evet; yargının çözülmesi gereken birçok sorunu var ama uygulanan yanlış politikalarla yargıyı güçsüz, aciz ve etkisiz kılmaya kimsenin hakkı yoktur.
HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ’NE DARBE VURULDU
Bugün sıklıkla ekonomik düzendeki bozukluğun adalete etkisine değinmek zorunluluğu doğmuştur. Yılın ortasında, 07 Temmuz 2023 tarihinde Harçlar Kanunu'na bağlı tarifelerde yer alan maktu yargı harçlarında yüzde 50 oranında artış yapılmıştır. Harçların arttırılması özellikle yoksul yurttaşların adalete erişimini neredeyse imkansız kılmaktadır. Anayasa’nın 36. Maddesiyle teminat altına alınmış olan hak arama hürriyeti, dolaylı olarak bir kısım yurttaşlar için kullanılmaz hale getirilmiştir. Yargı harçları, hazinenin açığını kapatacak bir gelir değil ancak yargı mercilerine keyfi başvuruları önleyecek dengeleme aracıdır. Fahiş düzeyde arttırılmış olan yargı harçları ile tarafı olduğumuz AİHS’nin 6 ve 13. Maddeleri ile düzenlemiş olan adalete erişim hakkı ve etkili hukuki koruma ilkesinin ihlal edildiği açıktır.
DÜZENSİZ GÖÇ
Ekonomi alanındaki bozukluların yurttaşın Anayasal hakkına, hukukuna olumsuz yansıması olduğu gibi ülkedeki düzensiz göçün de hukuk alanında birçok olumsuz yansımasını görmekteyiz. Uluslararası Hukuk karşısında elbette ki Mültecilerin hakkı biz hukukçuların koruması altındadır ama bu yaşadığımız başka bir şey. Afganistan’dan, Pakistan’dan, Orta Doğu’dan sorgu sual sorulmadan girilen, yaşanılan bir ülke oldu ülkemiz. Vatandaşlık karşılığı yabancılara büyük bir iştahla satılan konutların, kendi yurttaşımızın Anayasa’nın 57. Maddesi gereği hakkı olduğunu düşünmez olduk. Eğitim ve Öğrenim Hakkı, Sağlık Hakkı ve Çalışma Hakkı konusunda kendi ülkesinde ikinci sınıf vatandaş oldu yurttaşımız. Geçen 26 Ağustos’ta 952. Yıl dönümünü kutladığımız Malazgirt Zaferi ile Türklere Anadolu’nun kapıları açıldı ama son 15 yılda geldiğimiz noktada Anadolu coğrafyası Ortadoğu kültürünün esiri olmuştur. Bu ülkenin okumuş, pırıl pırıl gençleri, doktorları, mühendisleri ise ellerinde valizlerle kendilerine Avrupa’nın farklı kentlerinde gelecek arar olmuşlardır. Ülkenin geleceğini tehlikeye atan bu vahim tablonun biran önce farkına varılarak gerekli tedbirlerin alınmasını diliyoruz.
HALKIN İRADESİ TUTUKLUDUR
14 Mayıs 2023’de yapılan genel seçimlerde halkın iradesiyle milletvekili seçilen meslektaşımız Av. Can Atalay’ın tutukluluğuna derhal son verilmelidir. Av. Atalay’ın mazbatasını aldıktan sonra bir gün bile tutuklu kalması, Anayasal teminat altındaki seçilme ve temsil hakkının gasp edilmesi anlamını taşımaktadır. Ülkemiz, karşılaştığı sorunları çözmek konusunda tecrübelerden ne yazık ki hiç ders çıkarmamaktadır. Daha önce benzer bir sorun Mustafa Balbay’ın milletvekili seçilmesi konusunda yaşanmış ve Anayasa Mahkemesi tarafından “seçilme hakkının ihlal edildiğine” dair karar verilmiş olması karşısında 10 yıl sonra aynı konu bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Hukuk, bir ülkede yol göstericidir. Hukuk, aynı sorunlar bir daha bir daha yaşanmasın diye rehberdir. Bugün, milletin iradesiyle seçilmiş bir milletvekili, Anayasa Mahkemesi’nin aynı konudaki emsal kararına rağmen cezaevinde tutulmaya devam edilmektedir. Milletin vekili Can Atalay derhal serbest bırakılmalı ve yasama faaliyetlerine katılmalıdır.
Geldiğimiz noktada bırakın emsal kararı, Anayasa Mahkemesi tarafından Cumartesi Annelerinin her hafta Galatasaray Meydanı’nda yaptıkları basın açıklamasına kolluk güçleri tarafından yönelen engellemeler için “hak ihlali” kararı verilmiş olmasına rağmen, İstanbul Valiliği tarafından yüksek mahkeme kararı yok sayılmakta ve aynı engellemeler tüm şiddetiyle devam etmektedir. Yüksek Mahkeme kararının yok sayıldığı, uygulanmadığı bir ülkede hiç kimsenin hukuki güvenliği yoktur.
TBB BAŞKANI VE YÖNETİMİNE TEŞEKKÜR
Birazdan TBB Başkanımız, yapacağı konuşmasında avukatların ödedikleri vergi oranlarının düşürülmesi, mesleki faaliyet alanının genişletilmesi, CMK, Adli Yardım ve AAÜT konusunda Adalet Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu ile yapılan görüşmeler hakkında sizlere bilgi verecek. Birlikte yol yürümekten onur duyduğum, hukukçuya yakışır ağırbaşlılığa uygun, gösterişten uzak, meslek sorunlarının çözümü konusunda ısrarcı, samimi ve katılımcı şekilde çaba gösteren TBB Başkanımız Sayın Erinç Sağkan’a çok teşekkür ediyorum. Özellikle yaşadığımız deprem felaketi sırasında gösterdiği dayanışma, TBB’nin tüm kaynaklarını deprem mağduru avukatlara hasreden anlayışı nedeniyle iyi ki Türkiye Barolar Birliği var, iyi ki barolar var… Ayrıca bu süreçte Adana Barosu Tesisleri’nin hizmete açıldığından bu yana ilk defa kapsamlı şekilde yenilenmesine verdikleri destek nedeniyle TBB Başkanımıza, nezdinde tüm Yönetim Kurulu üyelerine çok teşekkür ediyorum.
MESLEKTE 40-50-60 YILI TAMAMLAYAN MESLEKTAŞLARA TEŞEKKÜR
Bugün bu salonda bulunan meslektaşlarım çok büyük bir bilgi birikiminin, bir hukuk kültürünün, bir mücadelenin mirasçılarıdır. Baromuzun 100 yıllık tarihinde; ilk başkanı Ziya Bey’i, Av. İbrahim Günay’ı, Av. Kamil Tekerek’i, Av. Turan Arun’u, Av. Necmettin Üstünalp’i, Av. Mahmut Eroğlu’nu, Av. Muzaffer Terliksiz’i, Av. Anibal Akdamar’ı, Av. Aydın Coşar’ı, Av. İsmet Altuğ’u, meslek şehitlerimiz Av. Ahmet Albay’ı, Ceyhun Can’ı, Halil Sıtkı Güllüoğlu’nu, Av. Savaş Bedir’i ve tüm meslek büyüklerimi saygıyla yad ediyorum. Hayatta olan meslek büyüklerimize sağlık ve esenlikler diliyorum.
Bugün plaketlerini takdim edeceğimiz meslektaşlarımızın baromuza, mesleğimize, hukukun üstünlüğünün sağlanmasına ve temel hak ve özgürlüklerin yaşama geçmesi konusunda yaptıkları katkılar nedeniyle hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum, emeklerini asla unutmayacağız. Onlar bizim yolumuzu aydınlatan, bizlere tecrübeleriyle ışık tutan, Adana Barosu’nun tarihini yazan meslek büyüklerimizdir.
Cumhuriyetimiz ile yaşıt Adana Barosu, cesur ve üretken üyeleriyle birlikte ülkemizde hak arama mücadelesinin öncüsü olup bu bayrağı kuşaklar boyu taşımaya devam edecektir. Eğer bu ülkede bir gün adalet sağlanacaksa, o ancak bağımsız savunmanın temsilcisi, mücadele ruhunu asla kaybetmeyen avukatlar sayesinde gerçekleşecektir.
Yeni adli yılda, yargıda yaşanan tüm olumsuzlukları ortadan kaldırmak ve ülkemizde hukuku egemen kılmak için korkmadan ve yılmadan, sabırla ve inatla çalışmaya devam edeceğimizi bildirir, yeni adli yılın ülkemize, meslektaşlarımıza ve yargı camiamıza hayırlı olmasını diler, sevgi ve saygılar sunarım.
Diğer Haberler