Ölü Kişi Aleyhine Açılan Davanın Reddi Gerekir; Mirasçılara Tebligat Yapılarak veya Islahla Davaya Devam Edilemez – Tarafta İradi Değişiklik
22/08/2013
YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ
Tarih: 24.05.2012 Esas: 2012/2429 Karar: 2012/6069
Ölü Kişi Aleyhine Açılan Davanın Reddi Gerekir; Mirasçılara Tebligat Yapılarak veya Islahla Davaya Devam Edilemez - Tarafta İradi Değişiklik
Özet: Dava, tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir: Gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak taraf ehliyeti sona erer. Bu nedenle dava tarihinden önce açılan davanın reddi gerekir. Mirasçılara tebligat yapılarak veya ıslahla ölü kişi aleyhine açılan davaya devam edilemez. Ancak 1 Ekim 2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK'nun 124. maddesi "Tarafta iradi değişiklik" başlığı altında yeni düzenlemeler getirmiştir. Anılan maddenin uygulanma koşulları olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmelidir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu m.28.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.124.
Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda; yerel mahkemece davanın, davalılar Sabriye ve Hasan yönünden reddine, diğer davalılar yönünden ise davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi. Tetkik Hakimi G.Ü.'nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar
Dava; tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davalılardan Sabriye ve Hasan'ın dava tarihinden önce öldükleri ve ölü şahıs aleyhine dava açılamayacağı gerekçesi ile bu davalılar yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Çekişmeye konu 5 nolu meskenin 1/6'şar pay olarak davalılar Ahmet, Hasan, Sabriye, Veciye, Şirin ve Şenay adına 17.08.1994 tarihinde tahsise istinaden kayıtlı olduğu, yargılama sırasında bir kısım davalılar vekilince, davalı Sabriye ve Hasan'ın dava açılmadan önce öldüklerinin bildirildiği ve bu konuda temin edilen belgelerin dosyaya sunulduğu görülmektedir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere ve özellikle, göçmen konutları projesi kapsamında davalılara yapılan tahsis işlemine rağmen davalıların borçlarına ve konut teslim işlemlerini yerine getirmedikleri saptanmak suretiyle davalılar Ahmet, Veciye, Şirin ve Şenay hakkında yazılı olduğu üzere karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur.
Davalılar Sabriye ve Hasan yönünden kurulan hükme gelince; bilindiği üzere; dava ehliyeti davada taraf olma yeteneğidir. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu taraf ehliyetini tamamlamamış, 38. maddesiyle Medeni Kanun'a yollamada bulunmakla yetinmiştir. Medeni Kanunumuz ise, davada taraf olma ehliyetini, medeni haklardan yararlanma ehliyetinin bir parçası saymış, 8, 28, 47 ve 48. maddeleri ile de bu yönde hükümler getirerek medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişinin davada taraf olma yeteneğini taşıdığını, her gerçek kişinin sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan itibaren taraf ehliyetini elde edeceğini düzenlemiştir. Öte yandan gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceği Medeni Kanun'un 28. maddesinin buyurucu nitelikteki hükmüyle açıklanmıştır.
Dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği kuşkusuzdur. Nitekim 04.05.1978 tarih 1978/4-5 sayılı İçtihatları Birleştirme kararında da; dava tarihinden önce ölen kişinin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılmayacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş olan kimsenin mirasçılarına ardıllık (halefiyet) kuralı uygulanamayacağından tebligat yapılmak veya dava ıslah edilmek suretiyle davaya devam edilemeyeceği vurgulanmış, içtihatlar bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır.
Yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda davalılar Hasan ve Sabriye'nin dava açılmadan önce ölmüş oldukları gerekçesi ile haklarında verilen ret kararı, karar tarihi itibariyle doğru ise de, karardan sonra 1 Ekim 2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girmiş olup, kamu düzeni ile ilgili yeni usul hükümlerinin tamamlanmamış olaylarda da uygulanacağı kuşkusuzdur (6100 Sayılı Yasanın 448. maddesi).
6100 sayılı HMK'nın "Tarafta iradi değişiklik" başlığını taşıyan 124. madde hükmü 1086 Sayılı Yasadan ayrılarak yeni düzenlemeler getirmiştir. Bu durumda davalılar Hasan ve Sabriye yönünden 6100 Sayılı Yasanın 124. maddesi hükmünün tatbik edilip edilemeyeceğinin değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği açıktır.
Davacı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren (6100 Sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Diğer Haberler