ULUDERE KATLİAMININ ÜZERİNDEN 6 YIL GEÇMESİNE RAĞMEN SORUMLULAR BULUNMADI.
BARO BAŞKANIMIZ AV.VELİ KÜÇÜK;
"BU KATLİAMIN AYDINLATILMAMASI HUKUK DEVLETİ AYIBIDIR"
27.12.2017
28 Aralık 2011'de, Şırnak'ın Uludere ilçesindeki Uludere/ Roboskî ve Gülyazı/Bujeh köylerinden 28'i aynı aileden, 19’u çocuk toplamda 34 kişi savaş uçaklarının bombardımanı sonucu yaşamını kaybetti.
Savcılıkça takipsizlik kararı verilmesinin ardından katliamla ilgili son olarak Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru da reddedilince yakınlarını kaybedenler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuştu.
“6 YIL GEÇTİ, SORUMLULAR ORTAYA ÇIKARILMADI”
Adana Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, katliamın neden araştırılması gerektiğini şöyle özetledi: "Katliamın akabinde dönemin Başbakanı, savaş uçaklarınca gerçekleştirilmiş bu ölümlerin Ankara’nın dehlizlerinde kaybolmayacağını ve bunun ne pahasına olursa olsun aydınlatılacağını" söylemişti. Aradan geçen altı yıla karşın, ölümlerin sorumlularının açığa çıkarılmasına ilişkin herhangi bir ilerleme kaydedilmedi.
Uludere’de yaşananlar ile evrensel bir hukuk anlayışı temel alınarak yüzleşilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin bir an önce taraf olması gereken Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) göre olayın çok yönlü bir şekilde soruşturulması da elzemdir.
Uludere'nin aydınlatılması, Türkiye’nin yakın siyasi tarihinde yaşanmış pek çok benzer olaylarla devletin yüzleşmesi ve bir daha bu tür olayların yaşanmaması için de gereklidir. Olayın aydınlatılamaması, sorumlularının bulunmaması hukuk devletinin ayıbıdır" dedi.
Olayın hukuki yönüne değinen Av. Küçük, “11 Haziran 2013 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, “taksirle ölüme sebebiyet vermekten dolayı” Uludere katliamıyla ilgili soruşturma dosyası hakkında görevsizlik kararı verip dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığına gönderdi. Sonrasında ise Genelkurmay Askeri Savcılığı 7 Ocak 2014 tarihinde takipsizlik kararı verdi. Mağdurların ailelerinin avukatlarının karara itirazı reddedildi. Dosya bunun üzerine Anayasa Mahkemesine taşındı. Dilekçe ve eklerinin idari yönden Anayasa Mahkemesinde yapılan ön incelemede, başvuruda eksiklikler tespit edildi, tamamlanması istendi. Ancak başvuru, “eksikliğin süresinde giderilmemesi” nedeniyle, 24 Şubat 2015 tarihli kararla reddedildi” diye konuştu.
Av. Küçük, sözlerini şöyle tamamladı: " Uludere olayının aydınlatılması, faili meçhul olarak kalmaması, sorumluların adalet önüne çıkarılması, siyasi iktidarın ve diğer yetkililerin hem vicdan hem de namus borcu olmalıdır. Maalesef yaşadığımız bu coğrafya da bu tür acılar hep yaşamış ve yaşamaya da devam etmektedir. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devleti ise idarenin her türlü eylem ve işlemi yargı denetiminde olmalıdır. Demokrasi; açıklık, şeffaflık, hesap verilebilirlik ve yönetenlerin de kendilerini 'hukukla bağlı' kılmalarını gerektiren bir rejimdir. Ancak, 28 Aralık 2011 tarihinden beri tam 6 yıldır ne idari ne de yargı tek bir adım ileri gitmemiştir. Geçmişten günümüze faili meçhul cinayetler aydınlatılmış olsaydı bugün yaşananlar da olmayacaktı. İnsan haklarını savunan mesleki kurum ve hassasiyet sahibi hukukçular olarak Uludere için adalet yerini buluncaya kadar konunun takipçisi olacağız. Katliamın emrini veren sorumluların cezalandırılması zorunluluktur. Kamuoyuna saygıyla sunarım.”