BAROMUZ

“TÜRKİYE’NİN YOLU; ÇAĞDAŞLAŞMA VE AYDINLANMA OLMALIDIR”

görüntülenme
29/11/2016

Adana Baro Başkanı Av. Veli KÜÇÜK:

“TÜRKİYE’NİN YOLU; ÇAĞDAŞLAŞMA VE AYDINLANMA OLMALIDIR”

 Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, “Tekke ve zaviyelerin kapatılması” devriminin 91. Yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yaptı. Çağdaşlaşmanın ve aydınlanmanın önemini vurgulayan Av. Küçük, Büyük önder Atatürk’ün Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi devrim yaptığını bunlardan birinin de 91 yıl önce çıkarılan “Tekke ve zaviyelerin kapatılması” olduğunu belirterek, “Bu devrimleri ülkenin; sağlık, hukuk, eğitim, sosyal ve ekonomik olmak üzere her alanda ileri gidebilmesi, çağdaşlaşması ve aydınlanma” adına yaptığını ifade etti.

Av. Küçük, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Tekke ve zaviyeler Osmanlı toplumunda eğitim ve kültür açısından önemli bir yere sahipti.  Ancak bu kurumlar zamanla eğitici özelliklerini yitirmiş, dinsel sömürünün, yenilik karşıtlığının simgesi hâline getirilmişti.  Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine doğru da her alanda başlayan bozulma, tekke ve zaviyelerde de kendini hissettiriyordu. Çağdaşlaşmayı amaçlayan Türk milleti için tekke, zaviye, türbe ve tarikatlar halkın dinî duygularını kullanarak çıkar elde etmeye başlamasından sonra ’Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler memleketi olamaz’’ diyen Mustafa Kemal’in sözü üzerine ’TBMM’de 30 Kasım 1925 tarihinde 677 sayılı Tekke ve Zaviyeler ile Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlar ile Bazı Ünvanların Men ve İlgasına Dair Kanun kabul edildi.  Bu kanun ile bütün tarikat faaliyetleri durdurulmaya çalışılmış ve bu konudaki unvanlara da yasak getirilmiştir.

Kanun, bütün tarikatlarla birlikte; şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük, gaipten haber vermek ve murada kavuşturmak amacıyla muskacılık gibi, eylem, unvan ve sıfatların kullanılmasını, bunlara ait hizmetlerin yapılmasını ve bu unvanlarla ilgili elbise giyilmesini de yasaklamıştır.

Tarikatların bir kısmı faaliyetlerini gizlilik içinde günümüze kadar sürdürmeyi başardılar. Devlet içine sızdılar. Onlarla beraber aynı yolda yürüdüler. İçinde bulunduğumuz dönemde  din referanslı, muhafazakâr bir tek adam rejimini inşa etmek için hukukun evrensel kazanımları ortadan kaldırılmaktadır.

Bilinmeli ve artık anlaşılmalıdır ki, dini kullanan örgüt benzeri yapılardan, bütün illegal örgütlerden de kurtulmanın tek yolu hukuk devleti, hukukun üstünlüğü ve bunların gereğinin yapılmasıdır.

Büyük önder Atatürk’ün şu sözünü hatırlatırız:

"Türkiye Cumhuriyeti Şeyhler, Dervişler, Müritler, Meczuplar Memleketi Olamaz. En Doğru, En Hakiki Tarikat,Medeniyet Tarikatıdır..” Saygılarımla.”

 

Diğer Haberler