TEKKE, ZAVİYE VE TÜRBELERİN KAPATILMASININ YILDÖNÜMÜ NEDENİYLE BASIN AÇIKLAMASI.
BARO BAŞKANI AV. VELİ KÜÇÜK:
"ÇAĞDAŞLIK VE LAİKLİK YOLUNUN ÇOK ÖNEMLİ ADIMIDIR”
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, “Tekke ve zaviyelerin kapatılması” devriminin 92. yıldönümü nedeniyle basın açıklaması yaptı.
Av. Küçük, devrim yasalarının yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya olunduğunu söyledi. Tekke ve zaviyeler, Türk harfleri ve kılık kıyafet ile ilgili olan devrim yasalarının günümüzde kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.
Çağdaşlaşmanın ve aydınlanmanın önemini vurgulayan Av. Küçük, Büyük önderimiz Atatürk’ün Türkiye'yi "Çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak" amacıyla bir dizi devrim yaptığını bunlardan birinin de 92 yıl önce çıkarılan “Tekke ve zaviyelerin kapatılması” olduğunu belirterek, “Bu devrimleri ülkenin; sağlık, hukuk, eğitim, sosyal ve ekonomik olmak üzere her alanda ileri gidebilmesi, çağdaşlaşması ve aydınlanması” adına yaptığını ifade etti.
Av. Küçük, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Tekke ve zaviyeler Osmanlı toplumunda eğitim ve kültür açısından önemli bir yere sahipti. Ancak bu kurumlar zamanla eğitici özelliklerini yitirmiş, dinsel sömürünün, yenilik karşıtlığının simgesi hâline getirilmişti. Osmanlı Devleti’nin son dönemlerine doğru da her alanda başlayan bozulma, tekke ve zaviyelerde de kendini hissettiriyordu.
Çağdaşlaşmayı amaçlayan Türk milleti için tekke, zaviye, türbe ve tarikatlar halkın dinî duygularını kullanarak çıkar elde etmeye başlamasından sonra "Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler memleketi olamaz’’ diyen Mustafa Kemal’in sözü üzerine ’TBMM’de 30 Kasım 1925 tarihinde 677 sayılı Tekke ve Zaviyeler ile Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlar ile Bazı Ünvanların Men ve İlgasına Dair Kanun kabul edildi.
Tekke ve zaviyelerin kapatılması, 1982’de ise “İnkılap Kanunları” çerçevesinde iptal edilemeyecek kanun maddeleri arasında kabul edilerek koruma altına alınmıştır. Bu kanun ile bütün tarikat faaliyetleri durdurulmaya çalışılmış ve bu konudaki unvanlara da yasak getirilmiştir.
Kanun, bütün tarikatlarla birlikte; şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük, gaipten haber vermek ve murada kavuşturmak amacıyla muskacılık gibi, eylem, unvan ve sıfatların kullanılmasını, bunlara ait hizmetlerin yapılmasını ve bu unvanlarla ilgili elbise giyilmesini de yasaklamıştır.
Tarikatların bir kısmı faaliyetlerini gizlilik içinde günümüze kadar sürdürmeyi ve kamuda önemli yerlere ulaşmayı başardılar. İçinde bulunduğumuz dönemde din referanslı, muhafazakâr bir tek adam rejiminin inşaası için hukukun evrensel kazanımları ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır.
"CUMHURİYETİMİZ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR"
Bilinmeli ve artık anlaşılmalıdır ki, dini kullanan cemaat, tarikat ve benzeri yapılardan, bütün illegal örgütlerden de kurtulmanın tek yolu hukuk devletini, hukukun üstünlüğünü benimsemek, özümsemek ve bunların gereğini yapmaktır. Ne olursa olsun çağdaş ve ilerici Cumhuriyetimiz ilelebet payidar kalacaktır."