BASIN BÜLTENİ 28.12.2015 Adana Baro Başkanı Av. Mengücek Gazi Çıtırık, Türkiye - Irak sınırında 34 yurttaşımızın katledilmesinin üzerinden 4 yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen, olayda emri verenlerin, faillerin ve sorumluların yargı önünde hesap vermeksizin soruşturmanın takipsizlikle sonuçlanmasına tepki gösterdi. "Siyasi iktidar üç maymunu oynamıştır" Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık, " 28 Aralık 2011'de Şırnak İli, Uludere İlçesi, Gülyazı ve Roboski ( Ortasu ) köyü yakınlarında, Türkiye - Irak sınırında 34 yurttaşımızın katledilmesinin üzerinden 4 yıl gibi uzun bir süre geçmesine rağmen, olayda emri verenlerin, faillerin ve sorumluların yargı önünde hesap vermeksizin soruşturmanın takipsizlikle sonuçlanmasına tepki gösterdi. Kamuoyunu ve vicdanları tatmin edecek bir kararın verilmemiş olmasının son derece üzüntü verici olduğunu bildiren Av. Çıtırık, "Bu durum hukuk devleti adına bir ayıptır, kara bir lekedir" dedi. Adana Baro Başkanı Av. Çıtırık, hukuk devletinden idarenin tüm eylem ve işlemleri yargı denetiminde olup, açıklık, denetlenebilirlik ve hesap verilebilirlik içerisinde olayın aydınlatılması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: "Siyasi iktidar üç maymunu oynamış, TSK ise olayda rutin dışına çıkılmadığını (!) beyan ederken, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu olayda, kasten hareket edildiğine dair bir delil elde edilmediğini açıklamıştır. Açık arazide bulunan ve silahlı olmadıkları insansız hava araçlarıyla çok rahat tespit edilecek durumda bulunan insanlarımızın üzerine niçin bomba atılmıştır ve bomba atılma emrini kim vermiştir ? Bu soruların hepsi cevapsız kalmıştır (!) . Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada uzun süre gizlilik kararı kaldırılmamıştır. Halbuki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Yerleşik içtihatlarına göre, yaşam hakkına yönelik ihlallerde soruşturmanın süratle yapılmasını, soruşturmanın etkin yürütülmesini, soruşturmacıların belge ve bilgilere ulaşmasında engel çıkarılmamasını, yürütülen işlemlerin mağdurların ve kamuoyu denetimine açık olarak soruşturmanın yürütülmesi yönünde kararlar mevcuttur. Ancak ilk günden itibaren adil, tarafsız, objektif ve etkili bir soruşturma yürütülmemiş, olayın üstü kapatılmak istenmiştir. Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığına görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gönderilmiştir. Askeri Savcılık; TSK personelinin kendilerine verilen görevi yerine getirdiklerinden ve görevi yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştüklerinden bahisle kamu davası açılmasını gerektiren sebep bulunmadığını belirterek takipsizlik kararı vermiştir. Takipsizlik kararına yapılan itiraz da Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesince reddedilmiştir. Bunun üzerine dosya bireysel başvuru ile Anayasa Mahkemesi önüne gitmiştir. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturma devam ederken, Genel Kurmay Başkanlığı dosyaya verdiği 28 Mayıs 2012 tarihli belgede ; olay öncesi elde edilen istihbari duyumlardan bazılarının MİT Müsteşarlığından alındığı ve müsteşarlığın 21.12.2011 tarihinde paylaştığı Ortasu/ Gülyazı Bölgesinde 21/30 Aralık 2011 tarihleri Arasında bir terörist saldırı gerçekleşeceğini ifade ederek, olay günü karar verme Sürecinde önemli rol oynayan duyumun Mit'den alındığını beyan etmiştir" Av. Çıtırık, sözlerini şöyle tamamladı: "Sonuç olarak Roboski Katliamı da daha önce yaşadığımız failleri belli ama faili Meçhul bıraktırılan 1 Mayıs 1977, Kahramanmaraş , Çorum Olaylarına dönüştürülmek istenmektedir. Suruç ve Ankara Katliamında da somut bir ilerleme olmadığı ortadadır. Yitirdiğimiz insanların acılarını paylaşıyor ve sorumluların hesap verecekleri güne kadar mücadelemizi sürdüreceğiz"