BAROMUZ

“OHAL KOMİSYONU ‘ETKİLİ HUKUK YOLU’ DEĞİLDİR”

görüntülenme
13/06/2017

ADANA BAROSUNDAN AİHM’İN “OHAL KOMİSYONU” KARARINA TEPKİ

 

BARO BAŞKANI AV. VELİ KÜÇÜK:

 

“OHAL KOMİSYONU ‘ETKİLİ HUKUK YOLU’ DEĞİLDİR”

 

“İNSAN HAKLARINI KORUMA MEKANİZMASI ÇÖKMÜŞTÜR”

 

13.06.2017

 

Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), Kanun Hükmünde Kararnameyle (KHK) görevinden alınan öğretmen Gökhan Köksal'ın başvurusunu oybirliğiyle “kabul edilemez” bulmasına tepki gösterdi.

 

Av. Küçük, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Olağanüstü hâl (OHAL) uygulaması kapsamında çıkarılan KHK'lar ile yaklaşık 200 bin kişinin kamu görevinden ihraç edildiğini belirterek,  “Mahkemenin gerekçeli kararında, Başbakan Binali Yıldırım tarafından en geç 23 Temmuz'da konuyla ilgili itiraz müracaatlarının OHAL Komisyonuna alınacağı bilgisinin verildiği vurgulanmaktadır. OHAL Komisyonunun işleyişi ve amaçlarının detaylandırıldığı gerekçeli kararda, Köksal'a ve benzer başvuru sahiplerine adres olarak gösterilen OHAL Komisyonu hukuki bir organ olmasa da bu organın vereceği kararların yargı kontrolünde olacağı bildirilmektedir.

Gerekçeli kararda, bir iç hukuk yolu olarak tanımlanan OHAL Komisyonunun, başvuruları değerlendireceği ve verilen kararların AİHM kontrolünde olacağı, "iç hukuk yollarının tüketilmesi durumunda AİHM'e başvuruların yapılabileceği" ifade edildi. KHK ile işinden çıkarılan devlet memurları açısından bu karar kritik önem taşımaktaydı. Kararda; komisyonun yetersizliğine ilişkin iddiaların hiç birine cevap dahi verilmemiştir. İdari bir komisyon olan OHAL komisyonunu iç hukuk yolu olarak nitelendiren AİHM’ nin üyeleri, Türkiye’de iç hukuk yolları sağlıklı işliyormuş  gibi karar vermesi kabul edilemez.  OHAL'in insanları nasıl mağdur ettiğinin AİHM tarafından gözetilmediği anlaşılmaktadır. Nitekim iç hukuk yolları olarak değerlendirilebilecek müracaat imkanlarının AİHM’in yerleşik içtihatlarına ve Türkiye ile ilgili değerlendirmelerine göre  “Etkili Hukuk Yolu” olması gerekmektedir. AİHM bu kararı ile içerisinden geçilen tüm karanlıklara rağmen Türkiye ile ilgili yasal müracaat süreçlerinin etkili hukuk yolu olmadığı yönündeki içtihatından da geri dönmüştür.

 

Sadece ve tamamen tepkiler üzerine görüntüde ve şekli unsur olarak ortaya çıkan OHAL komisyonunun çalışma esaslarının dahi belli olmadığı günümüzde AİHM’in kararı futbol tabiriyle ‘topu taca atma’, halk tabiriyle de ‘ölme eşeğim ölme’ mantığıyla sorumluluk almama niteliğindedir. Bu talihsiz karar insan hakları konusunda ahkâm kesen AİHM’in sorumluluk almamasının ötesinde, mahkeme önüne çok sayıda müracaat ve dosyasının gelmesi korkusunun ürünüdür. Bu karar, adalete olan güveni uluslararası düzeyde bir kez daha zedelemiştir” dedi.

 

Türkiye’den AİHM’e on binlerce dava gitmesinin bir nedeni olduğuna da dikkat çeken Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, “Türkiye’de hukuk güvenliği olmadığı için  insanlar AİHM kapısına sığınmış ve adalet aramaktadırlar. Ülkemizdeki adaletin bu çöküşünü başta Avrupa Konseyi’nin tüm birimleri olmak üzere tüm bağımsız gözlemciler de ifade etmektedir. Bu çöküşe ilişkin hiçbir şey yapmadan, o güvencesizliğe, yıllarca zaman alacak sürece insanları geri göndermenin insan haklarını yaşama geçirme noktasında hiçbir anlamı yoktur. Nerde kaldı sizin insan hakları koruyuculuğunuz?” diye konuştu.

 

Diğer Haberler