BAROMUZ

Milletvekilinin tahliye taleplerinin rededilmesi..

görüntülenme
18/12/2013

Tutuklu 5 Milletvekilinin tahliye taleplerinin rededilmesine yönelik basın açıklamasıdır BARO BAŞKANI Av. ÇITIRIK: "Yargı, kişi ve düşüncelere göre ayrı ayrı karar vermemeli, ayrımcılık yapmamalıdır" CHP İzmir Milletvekili Mustafa Ali Balbay'ın Anayasa Mahkemesine yaptığı Bireysel Başvuru sonucunda, 04.12.2013 gün- 2012/1272 başvuru numaralı kararında, tutukluk süresinin makul süreyi aştığı ve seçilme hakkının ihlal edilmesiyle milletvekilliği görevini yerine getiremediği iddiaları yönünden talebi kabul edilmiştir. Neticesinde de Mustafa Ali Balbay hakkında tahliye kararı verilmek suretiyle özgürlüğüne kavuşmuştur. Anayasanın 2. Maddesine göre: Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Hukuk devleti; idarenin her türlü eylem ve işleminin yargı denetiminde olduğu şeffaflık ve hesap verilebilirlik içerisinde yönetenlerin de kendilerini hukukla bağlı saydıkları, yurttaşın kişi ve hukuk güvenliğinin sağlandığı devletin adıdır. 153. Madde son fıkrasına göre; Anayasa Mahkemesi kararları , yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacaktır. Anayasa Mahkemesi'nin kararı son derece net ve ortada iken, Diyarbakır'da tutuklu yargılanan 5 BDP'li milletvekilinin Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu karar doğrultusunda tahliye taleplerini Diyarbakır 5. ve 6. Ağır Ceza Mahkemeleri tarafından ret edilmiş olması hukuka aykırıdır. Yargı, ayrıca, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığını dikkate almadığı gibi Anayasa'nın 10. Maddesinde düzenlenen kanun önünde eşitlik ilkesine de aykırı hareket etmiştir. Bir diğer konu da Anayasa Mahkemesi'nin özel yetkili mahkemelerin görev alanına giren suçlarda tutukluluk sürelerinin sınırını 10 yıl kabul eden hükmünü de iptal etmiş olmasıdır. Tahliye talebini rededen mahkemeler bu hususları göz ardı etmişlerdir. Hukukta çifte standart olmamalıdır. Yargı, kişi ve düşüncelere göre ayrı ayrı karar vermemeli, ayrımcılık yapmamalıdır. Bir bütün olarak değerlendirildiğinde uzun tutukluluk süreleri ile Anayasa'da güvence altına alınmış olan adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, yine, Anayasa AİHS'de güvence altına alınmış olan yurttaşların seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiği, 12 Haziran 2011 genel seçimlerinin üzerinden 2.5 yıl gibi bir uzun süre geçmiş  ve TBMM milli irade eksik temsil edilmiş olması vicdanları bir kez daha yaralamıştır. Türkiye uzun bir süreden beri, Özel Yetkili ve Ağır Ceza Mahkemelerinin Anayasa'da güvence altına alınmış doğal yargıç ilkesini ve adil yargılanma ilkesini ihlal eden sayısız yargı kararlarına tanık olmuştur. Sonuçta, bu mahkemeler tasfiye haline girmişse de yerine göreve devam eden  TMK 10 ile görevlendirilen  mahkemelerin olağanüstü dönemlere özgü yargılama yaptıkları, Anayasa ve AİHS'ye aykırılığın bu mahkemelerde de devam ettiği görülmektedir. Dileğimiz olağanüstü dönemlere özgü bu mahkemelerin bir an önce kapatılmasından yanadır.  Kamuoyuna saygıyla sunarım. Av. Mengücek Gazi ÇITIRIK Adana Baro Başkanı

Diğer Haberler