Çıtırık : '' İdam ceza değil, öç alma sistemidir.'' 17.02.2015 Adana Baro Başkanı Av. Mengücek Gazi Çıtırık, Mersin'in Tarsus İlçesi'nde uğradığı hunharca saldırıcı sonucu katledilen 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan olayının ardından tartışmaya açılan idam cezasıyla ilgili olarak, "İdam ceza değl, öç alma sistemidir" dedi. Baro Başkanı Çıtırık, konuyla ilgili yazılı açıklamada bulundu. Toplumda infial uyandıran olayların yaşanmasından sonra idam cezasının gündeme getirildiğini vurgulayan Çıtırık, özellikle kadın ve çocuğa yönelik tecavüz ve öldürme olaylarında idam cezasının çok tartışıldığına işaret etti. Anayasa ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde, aslolanın yaşam hakkı olduğunu belirten Çıtırık, "Bireyin, insan haysiyet ve onuruna yaraşır bir şeklide yaşantısını sürdürebilmenin asgari koşullarının sağlanmasıdır. Evrensel hukukun kazanımları ve gelişmeleri sonucunda artık idam cezasından bahsedilmemektedir. Ceza yargılaması ve infaz sistemiyle amaçlanan, suçluyu ıslah etmek, yeniden topluma kazandırmaktır. Bu nedenle idam ; ceza değil, insanı ortadan kaldıran bir öç alma sistemidir" şeklinde konuştu. Türkiye Barolar Birliği'nin kurucu başkanı ve ceza hukukunun saygın hocalarından Prof. Dr. Faruk Erem'in '' Bir Ceza Avukatının Anıları '' adlı kitabında idam cezasıyla ilgili önemli bir anısını aktaran Çıtırık, şöyle devam etti: '' Her şey hazırdı, adamı sehpa üzerine çıkarttılar. Son isteği olarak bir sigara verildi, yarısını içti, sonra attı. Bana döndü. 'Tut elimi' dedi. Tuttum. Adam asıldı ama nasıl soğuduğunu ben duydum. Bir adamın nasıl soğuduğunu duymamışsanız, ölüm cezasını müdafaa edersiniz'' diyor. 2001 ve 2002 değişiklikleriyle sınırlanan, 2004 değişiklikleriyle ise tüm suçlar için idam cezası kaldırılmıştır. A.İ.H.S'nin ek 13 numaralı protokolü ,her koşul altında idam cezasını mutlak olarak yasaklamış ve ülkemiz bu protokolü 2006'da onaylamıştır. Ülkemiz, Avrupa Konseyi üyesidir. Ülkemizin A.İ.H.S. 6 ve 13 numaralı ek protokollerden çekilmesi A.İH.S'den çekilme ve Avrupa Konseyinden çıkartılması sonucunu doğuracaktır. Bu durum ülkemizin uluslararası saygınlık ve itibarına da gölge düşürecektir. TBMM'nin açıldığı 23 Nisan 1920'den en son idam cezasının infaz edildiği 1984 yılına kadar toplam 712 insan asılmıştır. İdam cezasının bu kadar infaz edildiği ülkemizde, insanlar yine de suç işlemeye devam etmişlerdir. İdam cezasının varlığı, tek başına suç işlenmesini önlemeye yetmeyecektir ve yetmemiştir de. Çağdaş ceza yargılaması ve infaz hukukunun ulaştığı nokta, evrensel değerler, ülkemizi bağıtlayan uluslararası sözleşmeler, asıl olanın yaşam hakkı olduğu gerçeği karşısında öç alma sistemi olan idam cezasının, suçla mücadelede bir yararının olmadığı da kanıtlanmıştır. İnfial yaratan olayların arkasından çözüm gibi sunulması gerçekçi değildir. İdam cezasının tartışmaya açılmasıyla zaman içinde düşünce suçlularına uygulanması gündeme gelecektir. Bu nedenle toplumsal huzur ve barışa bir fayda getirmeyecek düzenlemeleri, gündeme yeniden getirmenin bir anlamı yoktur"