“3 Mart Devrim Yasaları” adıyla yazılan “Hilafetin Kaldırılması, Şer’iye ve Evkaf Vekâletinin Kaldırılması, Eğitim ve Öğretim Birliği Yasaları”yla halk egemenliğinin olmazsa olmazı olan laikliğin toplumsal temelleri atılmış; yurttaşlık bilincimizin kökleşmesi sağlanmıştır.

Çok hukuklu sistemden geçerek yeni Türkiye Cumhuriyetinin çağdaş dünyada yerini alması bu kadar kolay olmamıştır.

Hilafetin kaldırılması modern ve aydınlık Türkiye yolunda atılmış en büyük devrimdir. Halen karşı devrim olarak adlandırılan hareketlerin devam ettiği bugün bizim bu konuları önemle tartışmamızdan da anlaşılmaktadır.

Halen “devlet laik olur, yurttaş olmaz” diyerek zihinlerde bulanıklık yaratmak isteyenler olduğunu görmekteyiz. Oysa devlet laik olduğu gibi yurttaş da laik olmalıdır. Bu bağlamda eğer birey günlük yaşamında yaptığı her davranışta dini referans olarak almıyor ve devlet yaşamını evrensel ilkelere dayalı hukuka dayandırıyor ise laiklik yaşama geçme imkanı bulabilecektir.

97 yıllık Cumhuriyetimizin kazanımlarına sahip çıkarak bu anlayışın içselleştirilmesi ve yerleşmesi mümkün olabilecektir.

Cumhuriyet tarihimizde hala laiklik ile ilgili tartışmaların devam etmesini doğru bulmamaktayız.

Medeniyetler beşiği Anadolu kültürümüzden ve değerlerimizden uzaklaşmadan, ülkemizi bölme hevesi içinde bulunan güçlere geçit vermeden, yarınlara umutla sarılabilmeli; çocuklarımıza aydınlık ve çağdaş bir Türkiye bırakabilmek için Devrim Yasalarının değerini bilmeliyiz.

İslam coğrafyasındaki ilk laik cumhuriyeti kurarak örnek olan ülkemizin bugün geldiği nokta ve tartışılan unsurlar düşündürücüdür.

Devrim yasalarının 96. yılında bir kez daha haykırıyoruz; Atatürk ilke ve devrimlerini sonsuza dek yaşatacağız.

Kamuoyuna saygıyla sunarız.

ADANA BAROSU BAŞKANLIĞI