BAROMUZDAN İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ “BELEDİYE BAŞKANLARINI GÖREVDEN ALARAK KAYYUM ATAMA” KARARINA KARŞI DEMOKRASİ VE HUKUK DEVLETİ ÇAĞRISI.
BAŞKANIMIZ AV.VELİ KÜÇÜK;
“BU UYGULAMA HALK İRADESİNİ GASPETMEKTİR”
Batman Belediyesi Eş Başkanı Mehmet Demir, Silvan Belediyesi Eş Başkanı Naşide Toprak, Ergani Belediyesi Eş Başkanı Ahmet Kaya, Lice Belediye Başkanı Tarık Mercan, Güroymak Belediye Başkanı Hikmet Taşdemir, Halfeli Belde Belediye Başkanı Hasan Safa, Gökçebağ Belde Belediye Başkanı Serhat Çiçek 23/03/2020 tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından haklarında terör soruşturmaları yürütüldüğü gerekçe gösterilerek görevlerinden alınmış ve yerlerine kayyum atanmıştır.
Baromuz tarafından yapılan yazılı açıklamada İçişleri Bakanlığının uygulamalarının seçmen iradesini ve demokratik hukuk düzenini yok saymak anlamına geldiği belirtilerek ve bu durumun bugünlerde halk sağlığını olumsuz etkileyen Koronavirüs (Covid-19) salgınından daha tehlikeli olduğuna işaret etti.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi;
“OHAL KHK'ları ile toplum yapımıza enjekte edilmeye ve olağan hale getirilmeye çalışılan kayyum kararları o dönemde Demokratik Bölgeler Partisine mensup 102 belediyeden 94’üne uygulanmıştır.
OHAL’in kaldırılmasından sonra yapılan 31 Mart 2019 yerel seçimlerinden sonra henüz daha 1 yıl geçmeden 65 belediyede seçimleri kazanan Halkların Demokratik Partisi (HDP) üyesi 3 büyükşehir, 2 il, 29 ilçe ve 3 belde olmak üzere toplam 37 belediye başkanı görevden alınmış ve kayyum atanmıştır.
OHAL'in söz konusu belediyelerin bulunduğu bölgede, iktidar partisi ile HDP'nin yarıştığı ve iktidarın seçimleri kazanamadığı belediyeler olduğu, belediye başkanlarının görevden alınarak yerlerine kaymakamların/valilerin görevlendirildiği dikkate alındığında kararın demokratik değil, siyasi nedenlerle alındığı apaçık ortadadır.
Yine görevden alınan belediye başkanının yerine belediye meclis üyelerinden birinin kendi aralarında yapacakları seçimle gelmesi yerine, hukuka ve demokrasiye aykırı şekilde kaymakam/vali atamaları kararın yargısal bir sürecin doğurduğu zorunluluk olmadığının da göstergesidir.
Korona virüsü dahil olduğu bünyeye zarar verirken, seçimle gelen belediye başkanlarının görevden alınması ve kayyum atanması bütün toplumun sağlığına, duygularına, geleceği dair inancına ve demokrasiye zarar vermektedir.
Kişilerin bireysel sağlığı kadar toplum sağlığı da korunmalıdır. Bireysel olarak sağlığa zarar veren virüslere karşı aşı ve ilaçlar çare olurken, toplum sağlığına zarar veren hususlara karşı ancak şeffaf ve denetlenebilir hukuk devleti, adil bir idari ve yargı düzeni çözüm olacaktır.
Fakat görünüyor ki, 2019 Ağustos ayından itibaren hukuksuz şekilde görevden alınan belediye başkanlarına ve kayyum atanması kararlarına karşı ne idare içinde adil bir düzen sağlanmış, ne de yargı kararları ile bir çare bulunmuştur. Bu küresel salgın (pandemi) tehlikesi ortamında dahi demokratik unsurlara el altından aba gösterilmesi kabul edilemez.
Halkın seçimler ile ortayla koyduğu iradenin kararname veya bakanlık kararı ile yok sayılması hiç kimsenin yetkisinde değildir. Haklarında tutuklama kararı bulunan başkanlarının bulunduğu belediyelerin ise, atanan kayyumlar aracılığıyla değil, belediye meclisinin yapacağı seçimle belirlenen kişi tarafından yönetilmesi esas olmalıdır.
Yurttaşlarımızın sağlığına yönelik alınan bireysel tedbirler gibi, toplum sağlığına, hukuk devletinin ve demokrasinin yaşama geçmesine yönelik de önlemler alınmalıdır. İlk yapılması gereken görevden alınan belediye başkanlarının görevlerine iadesi olmalıdır.
Gün birlik ve beraberlik günüdür, kara günde belediyelere kayyum atama günü değildir, sağlık günüdür, bütünleşme günüdür, paylaşma günüdür. Gün oldu bitti uygulamalarla halk iradesine darbe vurma ve siyaset günü değildir. Gün kin, nefret ve ayrışma günü değildir. Demokratik sürecin işlemesine olanak tanınmalı ve siyasi saiklerle hareket edilmesinden derhal kaçınılmalıdır.
Belediye başkanlarının belirli aralıklarla sistematik olarak görevden alınmaları ve kayyum kararı seçmenin tercihine, demokrasiye ve halk iradesine yapılmış bir gasptır. Bu uygulamayı yapan görev, yetki ve sorumluluk noktasında olanların gösterdikleri hukuksuz anlayış, bakış ve tutum ile halkımız nezdinde vebal taşıdıklarını hatırlatıyoruz. Ülkemizin çağdaş ve aydınlık geleceğini yaşama geçirmek için hukuka aykırı bu uygulamalar ve kararlar derhal geri alınmalıdır.”
ADANA BAROSU BAŞKANLIĞI