BAROMUZ

BAROMUZDAN 3.HAVALİMANI İNŞAATINDA ÇALIŞAN İŞÇİLERE UYGULANAN ŞİDDETE VE GÖZALTILARA TEPKİ

görüntülenme
18/09/2018

BAROMUZDAN 3.HAVALİMANI İNŞAATINDA ÇALIŞAN İŞÇİLERE UYGULANAN ŞİDDETE VE GÖZALTILARA TEPKİ

BAŞKANIMIZ AV. VELİ KÜÇÜK;
"HAKKINI ARAYANA BASKI VE GÖZALTI YERİNE, İNSANİ KOŞULLAR SAĞLANMALI”

18.09.2018

Adana Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, İstanbul'da yapımı devam eden 3. Havalimanı işçilerinin haklarını arama protestoları ve gelinen aşama ile ilgili yaptıkları basın açıklamasında yüzlerce işçinin gözaltına alınmasını, şantiye içinde sorgu odası kurulmasını, işçilere dayak atılmasına, gözaltı süresince milletvekillerine ve avukatlara dahi bilgi verilmemesine tepki gösterdi.

Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, yazılı açıklamasında, "3.Havalimanı yapımında çalışan işçilerin, çalışma koşullarını ve şantiyedeki mevcut durumunu bizzat kendi elleriyle yazdıkları kağıttaki taleplerini okuyunca anlıyoruz. Hiç lüzumsuz ve lüks bir beklenti içerisinde değiller. Tüm haklı taleplerinin arkasında durmak insani duygu ve hassasiyet sahibi herkes için asli bir sorumluluktur. Bu maddeler talep dahi edilmesine gerek duyulmadan işverenler tarafından yerine getirilmek zorundadır. İşçilerin mağduriyetleri bir an evvel giderilmelidir" dedi.

İş kazalarının üstünün biraz kazındığında ihmalden daha başka gerçekler olduğunun görülebildiğini vurgulayan Av. Küçük, "İş siyasi iktidarın söylediği tarihte yetişecek diye yemek dahi verilmeden, hatta iş kıyafeti bile olmadan gece gündüz çalıştırılan işçilerden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verilerine göre 27’si iş esnasında hayatını kaybetti. İnşaata çalıştığı ve isminin açıklanmasını istemediği belirtilen bir mühendise göre bu rakamın daha fazla olduğu iddia edilmektedir. 3,5 milyon metrekare büyüklüğünde 30 bini aşkın kişinin çalıştığı inşaat sahasında bırakın 27 kişinin ölümünü 1 kişinin ölümü bile bizce çoktur, normal değildir. Havalimanı inşaatı vaktinde bitsin de kaç kişi ölürse ölsün diyen bir zihniyet kabul edilemez.

O yüzden bu ölümlere iş kazası değil, iş cinayeti diyoruz. Bu tablo Soma faciasında da farklı değildir. Parayı insandan daha üstün gören bir zihniyettir bunun adı.

Son yıllarda ülkemizde modern kölelik çeşitli biçimlerde karşımıza çıkmaktadır.

İşçisine insanca yaşam koşullarında çalışmalarını sağlayamayan sermaye sahipleri, taşeron çalışanlarını haftada 45 saatten fazla çalışmaya zorluyor, hem de mesai ücreti ödemeden. İşçiye hak ve alacaklarından vazgeçtiğine dair belgeler imzalatabiliyorlar. Bu belgelerin geçersizliğinden bihaber o kadar çok işçi var ki, alacaklarını tahsil edemedikleri halde mahkemeye gitmiyor. İşçilere baret, maske, tulum vb. gerekli kıyafetler verilmiyor çoğu kez. Naylon çadırlarda kalmaya, günlük kalori ihtiyacının altında sağlıksız yemekler yemeye mecbur ediliyorlar. Hiçbir ücret ödenmeden fazla mesai yaptırıldığı yetmiyormuş gibi, işlerini hızlı yapmaya da zorlanıyorlar.

İşçilerin son derece haklı ve meşru taleplerine kulak verilmeli ve çalışma koşullarını düzeltmek, nedenlerini ortadan kaldırmak gerekmektedir.

Böyle yapmak ve sorunları çözmek yerine işçilerin yatakhanede, basın açıklamasında gözaltına alınması, en üst düzeyde devlet ve kolluk eliyle baskı ve şiddet uygulanması parti devleti uygulamalarıdır.

Bu hukuksuzluklardan vazgeçip, çalışanların talepleri yerine getirilmeli ve insani koşullar sağlanmalıdır.” diye konuştu.

 

Diğer Haberler