BAROMUZ 12 EYLÜL'ÜN 38. YILINDA İŞLENEN İNSANLIK SUÇUNU UNUTMADI.

BAŞKANIMIZ AV. VELİ KÜÇÜK; "EN SORUNLU DEMOKRASİ DAHİ DARBEDEN İYİDİR"

Adana Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, ''12 Eylül'' Darbesinin 38.yılı nedeniyle yazılı açıklamada bulundu.
Av. Küçük, mesajında; Cumhuriyet tarihimizin en kötü günlerinden birinin tarih sayfamıza darbelerin anası sayılan 27 mayıs 1960 gibi kara bir leke olarak yapıştığını, temizlemesinin, silinmesinin asla mümkün olamayacağını belirtti.

"EN SORUNLU DEMOKRASİ DAHİ DARBEDEN İYİDİR"

Ülkemizin 15 Temmuz 2016 gecesi bir kez daha hain bir darbe girişimi yaşadığını hatırlatan Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, "Siyasi iktidarın yönetiminden rahatsızlık duyulabilir, beğenilmeyebilir, eleştiri ve barışçıl olmak kaydıyla protesto ortaya konulabilecektir. Ancak çözüm hiçbir zaman için darbe ve hukuk dışı girişimler de aranmamalıdır.
Ülkeyi kaostan kurtaracak şey darbeler değil, demokrasi ve hukuktur. Demokrasinin ön şartı düşünce ve ifade özgürlüğüdür. Şu anda Türkiye’de düşünce ve ifade özgürlüğü parti devleti ve otoriter yönetimin yargı eliyle oluşturduğu baskının altındadır.

Türkiye’de asgari standartlarda dahi demokrasiden ne yazık ki söz edilemez. Bu nedenle demokratik mücadele kaçınılmazdır" diye konuştu.

Darbenin bastırılmasına rağmen 20 Temmuz 2016 günü OHAL ilan edilerek, OHAL ve KHK rejimine geçilmesinin bugün de etkisini sürdürecek şekilde hak ve özgürlükleri tamamen askıya aldığını ifade eden Av. Küçük, "OHAL süreci bir karşı darbe sürecine dönüştü ve bugün için sivil dikta rejimi anlayışını ortaya koyan birçok hukuksuzluğu hep birlikte yaşamaktayız. Terörle mücadele kapsamında olması gereken KHK’ların genel anlamıyla hak ve özgürlükleri, hukuk devleti ilkesini yerle bir ettiği, TBMM’nin saf dışı bırakıldığı, her şeyin tek adam iradesine teslim edildiği karanlık günleri hep birlikte yaşıyoruz" dedi.

"HALKIMIZ ERDAL EREN'İ UNUTMADI"

Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, 12 Eylül'ün Türkiye için olumsuz bir dönüm noktası olduğunu belirterek, "Demokratik düzenin kesintiye uğradığı bu darbe ile ülkemizde deformasyon süreci başlamış; tüm demokratik kazanımlar tek tek zedelenme sürecine girmiştir.

12 Eylül darbesi ile 1961 Anayasasının sağladığı özgürlükler ortamı ortadan kaldırılmış; temel hak ve özgürlükler yok edilmiş, milyonlarca yurttaşımız gözaltına alınmış, sistematik işkencelere maruz bırakılmış, ölümler, kayıplar, idamlar ve devlet eliyle hukuk cinayetleri yaşanmıştır. 12 Eylül geçti, ama acıları geçmedi, asla da unutulamayacaktır. O dönemde sıkıyönetim komutanlıklarınca kurulan mahkemelerde adil yargılamalar yapılmamış, kısaca hukuk dışı yöntemlerle toplumun aydın ve ilerici kesimleri saf dışı edilmiştir. Bugün Türkiye’de insan hakları açısından acilen yerine getirilmesi gereken tek bir talep vardır: O da toplumsal huzur ve barışın tesis edilmesidir.

Dönemin Genelkurmay Başkanının asmayalım da besleyelim mi? dediği, yaşı büyütülerek idam edilen 17 yaşında ki Erdal Eren de vardı. Erdal Eren’i de bu vesileyle bir kez daha saygıyla anıyorum. Bu acıyı yaşatanlar unutulup gidecek o masum yurttaşlarımız asla unutulmayacaktır. Bu yüce millete en büyük ihanet yapılan hain darbelerdir. Kamuoyuna saygıyla sunarım"