5 ARALIK KADINA SEÇME VE SEÇİLME HAKKININ VERİLMESİNİN YILDÖNÜMÜ MESAJI
BARO BAŞKANIMIZ AV. KÜÇÜK:
"CİNSİYET EŞİTLİĞİ ÇAĞDAŞLIĞIN VAZGEÇİLMEZ KOŞULUDUR"
05.12.2017
Kadınların Seçme ve Seçilme Hakkının Tanınması, 1930’larda, Türkiye’de kadınların siyasi haklarını kazanması için gerekli yasaların çıkarılmasını ifade eder. Kadınların siyasi hayatta seçme ve seçilme hakkını elde etmesi; toplumsal hayatta gerçekleşen Atatürk Devrimleri’nden birisidir.
1930 yılından itibaren çıkarılan bir dizi yasa ile önce Belediye seçimlerine katılma, sonra köylerde muhtar olma ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınan kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakları, 5 Aralık 1934’de Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan yasa değişikliği ile tanındı.
Adana Barosu Başkanımız Av. Küçük, 5 Aralık 1934’te Kadınlara Seçme ve Seçilme Hakkı’nın verilmesinin 83’üncü yıldönümü dolayısıyla açıklama yaptı.
"ATATÜRK'E BORÇLUYUZ"
Av. Küçük, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında gerçekleştirilen Atatürk Devrimleri’nin en önemli hedeflerinden birinin kadınların sosyal ve kültürel alanlarda erkeklerle eşit haklara sahip olması olduğunu belirtti. Türkiye’nin bu konuda Avrupa ülkelerinden daha önde olduğunu ifade eden Av. Küçük, “Kadınların siyaset yapmaya dair taleplerinin devamı olarak, 5 Aralık 1934 tarihinde, seçme ve seçilme hakkı verilmesiyle birlikte, demokratik ülkeler seviyesinde, çağdaş bir ülke olmanın da ilk adımı atılmıştır. Türkiye’de bu konuda yapılan yasal düzenlemeler, birçok Avrupa ülkesinden daha önce gerçekleştirilmiştir. Fransız kadınların 1944 yılında, İsviçreli kadınların ise 1960’ta kazandığı seçme ve seçilme hakkını, onlardan seneler önce elde ettik. Bunu Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyuz" dedi.
"TOPLUM KADINLA GÜÇLÜDÜR"
Ülkemizde kadın sayısı, erkek sayısına eşit olmasına rağmen gelinen noktada durumun pek içaçısı olmadığını aktaran Av. Küçük, "Yurttaşı temsil eden TBMM'ye bakıldığında bu eşitlik açık ara ihlal edilmiştir, keza mecliste tutuklu vekiller de göz önüne alındığında kadının temsili sadece 80 vekil ile yüzde 14.57 oranındadır. 1397 belediye başkanından sadece 39’u, 20.498 belediye meclis üyesinden sadece 2198’i kadındır, iş yaşamında da yönetici kadın oranının yüzde 26’yı oluşturmakta, ayrıca kadın yöneticiler erkeklere göre yüzde 25 oranında düşük ücret almaktadır.
Türkiye Barolar Birliği delege yapısında de ne yazık ki kadın delege oranı yüzde 20’ lerdedir. Adana Barosu 29. Dönem Genel Kurulunda Demokrat Avukatlar Grubu olarak girdiğimiz seçimlerde yüzde 40 olan pozitif ayrımcılık kotasını yaklaşık yüzde 44 olarak yerine getirmenin mutluluğunu yaşamaktayım" diye konuştu.
Av. Küçük, ne yazık ki, hak ve özgürlükler alanında geriye gidişin yaşandığını belirterek, "Ülkemizde kadınlar toplumsal, siyasi ve ekonomik hayatta kadınlar eşit durumda değildir. Kadın kimliğine yönelik baskılar günden güne artmakta; kadın birey olarak değil de aile içinde tarif edilmekte, kaç çocuk doğuracağına, nasıl doğuracağına siyasi iktidar karar vermektedir. “Kadının yeri evidir!” “kadın erkek eşit değildir” zihniyetinin gölgesinde eve hapsedilmeye çalışılan kadınlar, bu çağdışı zihniyetin bir yansıması olarak şiddete, tacize, tecavüze uğramaktadır.
Biz biliyoruz ki, toplum kadınla güçlüdür." diye konuştu.
"ÇAĞDAŞLIĞIN VAZGEÇİLMEZ KOŞULUDUR"
Adana Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: "Toplumu çağdaş dünyanın evrensel değerleriyle buluşturan büyük devrimlerin öncüsü Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet’in kurulma yolunda büyük emek ve fedakarlık gösteren kadınlara haklarını teslim etmiştir.
Dünyadaki çağdaşlarından çok önce seçme ve seçilme hakkına sahip olan kadınlar da sosyal, ekonomik ve siyasi hayatta birçok kazanım elde ederek, toplumsal alanda varlığını ortaya koymuştur. Ülkemizin gelişmesine ve demokratikleşme sürecine büyük katkı sağlamıştır.
Kadınların toplumsal yaşamda erkeklerle eşit temsil edildiği, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlandığı bir toplum çağdaşlığın vazgeçilmez koşuludur.
Kadını yok sayan, eşit olarak görmeyen, eve hapsetmeye çalışan her anlayışı tümden reddediyoruz.
Adana Barosu olarak; büyük bir irade ve kararlılıkla Atatürk’ün 83 yıl önce yaktığı aydınlanma meşalesini daha da yukarı taşıyacak, bu yolda karşımıza çıkan her engeli aşacağız.
Kadınlara bu aydınlık yolu açan Atatürk’ü sevgi, saygı ve minnetle anarken, kadının seçme ve seçilme hakkını kazanmasının 83. yıldönümünü kutluyorum.
Kadının hayatın her alanında var olduğu, kadın erkek eşitliğinin sağlandığı, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlendiği Türkiye özlemimi bir kez daha dile getiriyorum."