BAROMUZ

Av. Veli KÜÇÜK:

görüntülenme
31/10/2016

Baro Başkanımız Av. Veli KÜÇÜK: "KHK'larla ülkemizde hukuk güvenliği kalmamıştır. OHAL derhal kaldırılmalıdır"Ülkemizin uçurumun kenarından döndüğü 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrası demokrasi ve hukuk devleti ilkesi büyük yara almıştır. 15 Temmuz'dan iki gün sonra Genelkurmay Başkanlığı'nın darbe girişiminin püskürtüldüğünü açıklamasına rağmen fiili ve hukuki şartları bulunmamakta iken OHAL ilan edilmiştir.Darbe dönemlerinde olağan yöntem olan OHAL'in darbe girişiminin engellenmesi sonrasında ilan edilmesi ve sürenin uzatılması hukuk devletinde kabul edilemez bir uygulamadır.KHK'ler ile yasama meclisi devre dışı bırakılarak ve yargı etkisiz hale getirilerek kalıcı nitelikte düzenlemeler yapılması hukuk devletine, kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı parlamenter sistemle bağdaşmamaktadır.Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 675 ve 676 sayılı KHK'ler ile birey-yurttaşın artık ülkemizde hukuk güvenliğinden söz edilemeyecektir. Gözaltına alınan kişinin 24 saat süre ile avukatı ile görüştürülmemesi, gözaltında, tutuklu ve hükümlünün avukatı ile görüşmesinin kamera ile kayda alınması ve görevli huzurunda tutanakla gerçekleştirilmesi düzenlemesi savunma hakkına ve adil yargılama ilkesine açıkça aykırıdır.Sadece soruşturma evresinde en fazla üç müdafi ile savunma hakkının dava aşamasında da geçerli kılınması, savunma hakkının kısıtlanma niteliğindedir. Müdafilik yapacak avukatın hakkında suça konu soruşturma ile ilgili dava olması halinde müdafilik yapamayacağı uygulamasının, avukat hakkında sadece soruşturma açılması aşamasında uygulanacak olması da savunma mesleğine vurulmuş bir darbedir, avukat ile müvekkilini aynı statüye koyan bir anlayıştır, asla kabul edilemez. Her ortamda ve konuşmasında katılımcı demokrasi ve seçmen iradesi diyenlerin, bugün üniversitelerde göstermelik de olsa yapılan rektör seçimlerini iptal ederek yetkiyi YÖK'e vermeleri, YÖK'ün bildireceği üç isim arasından Cumhurbaşkanı'nın rektör ataması yapacağı, süresinde bildirim olmaması halinde Cumhurbaşkanı'nın doğrudan atama yapacağı düzenlemesi kabul edilemez. Gelişmiş devletlerde ve hukuk düzenlerinde üniversiteler özgürdür ve kendi yönetimini öğretim üyeleri hatta öğrencilerin katıldığı seçim süreçleriyle belirlerler. YÖK'ün varlığının dahi demokratik ve özgür üniversitenin önünde engel olduğu bir dönemde, mevcut durumu daha geriye götüren bu uygulama kabul edilemez.KHK'ler ile isme özel idari işlemler, açığa alma ve ihraç kararları hukuk devleti ilkesine ve bireyin hukuk güvenliğine aykırıdır. Bu uygulamalar ile üniversitelerde, eğitim ve diğer kamu kurumlarında farklı sesleri ve muhalif kimlikleri ile bilinen kişilerin cezalandırılmasını toplum ve tarih affetmeyecektir.Fiili ve hukuki şartları bulunmayan OHAL derhal kaldırılmalıdır. Ülke gündemi ve sorunlar ile ilgili yasama organı TBMM işlevsel kılınmalı, halk iradesi egemen olmalıdır. KHK'ler ile yasama meclisi devre dışı bırakılarak ve Anayasa Mahkemesi denetiminden kaçırılarak kalıcı düzenlemeler yapılması açıkça anayasaya aykırıdır.Son yayımlanan KHK'lerle 15 ajans, gazete ve derginin kapatılması halkın haber alma ve basın özgürlüğünü kısıtlayan ve engelleyen bir darbedir.CMK 'nın 188. maddesinde yapılan değişiklikle müdafinin duruşmada olmaması veya duruşmayı terk etmesi halinde duruşmanın devam edeceği düzenlemesi savunma hakkından kısıtlanması ve adil yargılanma hakkının ihlalidir.675 sayılı KHK ile 10.131 kamu görevlisi ihraç edilmiştir. Haklarında yeterli inceleme ve delil toplama yapılmadan, savunma hakkı kullandırılmadan yargı denetimi dışında tutulmaya çalışılarak yapılan bu uygulama hukuken meşru olmayan, telafisi imkansız zararlar doğuracak, birey-yurttaşın hukuk güvenliğine aykırı uygulamalardır. Bu kişiler içerisinde kamuoyunda muhalif kimlikleri ve farklı düşünceleri ile öne çıkan üniversite öğretim üyeleri, Eğitim-Sen yöneticileri gibi isimlerin yer alması toplumda infial yaratmakta, farklı seslerin ve düşüncelerin tasfiyesi olarak algılanmaktadır. Geldiğimiz noktada yapılması gereken ülkemizin hızla normalleşme sürecine girmesi, OHAL uygulamasının kaldırılması, TBMM'nin etkin ve egemen kılınması, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesinin egemen kılınması, Cumhuriyet'imizin 93 yıllık kazanımlarının korunarak daha iyiye götürülmesidir. Bütün bunların yaşama geçmesi için çatı örgütümüz Türkiye Barolar Birliğini ve Barolarımızı sorumluluk almaya, Türkiye Barolar Birliği'ni etkin ve ses getirecek çalışmalar yapmaya davet ediyoruz.Unutulmamalıdır ki, Hukuk bir gün herkese lazım olacaktır!..Kamuoyuna saygıyla sunarım.Av. Veli KÜÇÜKAdana Baro Başkanı31.10.2016

Diğer Haberler