ANAYASA MAHKEMESİ KHK İHRAÇLARINI PROTESTO EDEN ÖĞRETMENE VERİLEN PARA CEZASININ HAK İHLALİ KARARI OLDUĞUNA HÜKMETTİ
BARO BAŞKANIMIZ AV. VELİ KÜÇÜK;
“EMSAL NİTELİĞİNDE, DOĞRU VE YERİNDE KARAR”
Olağanüstü Hal (OHAL) Kanun Hükmünde Kararnamesi ile kamudan uzaklaştırılan H.T.’nin ihracını protesto etmek amacıyla Antalya Milli Eğitim Müdürlüğü önünde 19 Ocak 2017 tarihinde basın açıklaması yapmak isteyen Eğitim Sen üyesi öğretmen Selma Elma’ya Kabahatler Kanunu uyarınca idari para cezası verildi.
Antalya Valiliği’nin 4 Kasım 2016 tarihinde aldığı, OHAL dönemindeki “eylem yasağı” gerekçe gösterilerek verilen cezanın ardından öğretmen Elma Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesi (AYM), öğretmen Selma Elma’ya verilen para cezasının hak ihlali olduğuna karar verdi.
Adana Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında kaynağını Anayasadan ve evrensel hukuktan alan temel hak ve özgürlüklerin yurttaşların elinden alınamayacağını ifade etti.
Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, görüş ve düşüncelerini şu şekilde paylaştı.
“Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı çoğulcu demokrasilerin gelişmesinde elzemdir. Çoğulculuğun, hoşgörü ve başkalarının düşünce ve inançlarına saygı duymak demokratik toplumların vazgeçilmezidir.
Anayasa’nın 34’üncü Maddesi’nde düzenlenen “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkı” şu şekilde:
“Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.”
AYM’nin verdiği hak ihlali kararı, emsal niteliğinde doğru ve yerindedir.
Demokrasinin yaşama geçmesi, düşünce ve ifade özgürlüğünün sağlanması ülkemizin aydınlık ve çağdaş geleceği için zorunludur. Muhalif ve azınlıkta kalan fikirlerin, çoğunluğun fikirleri nazarında kışkırtıcı veya rahatsız edici olması durumunda dahi korunarak güvence altına alınması çoğulculuğun, açık fikirliliğin, hoşgörünün ve demokratik bir toplumun gerekliliğidir.”
OHAL’in defalarca uzatıldığı dönemlerde anayasal ve tüm evrensel hukuk kuralları ile hakların çiğnendiğini hatırlatan Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, bu dönemin tarihe TBMM’nin ve yargı denetiminin devre dışı bırakıldığı, basın yayın organlarının kapatıldığı, milletvekillerinin, belediye başkanlarının ve muhalif gazetecilerin tutuklandığı, kamu çalışanlarının, akademisyenlerin görevlerinden alındığı, işten atıldığı, bir baskı dönemi olarak geçtiğini sözlerine ekledi.