BAROMUZ

ANAYASA MAHKEMESİ HAKLARINDA YOLSUZLUK İDDİASI BULUNAN 4 ESKİ BAKAN İLE İLGİLİ İFADE VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İHLALİ KARARI VERDİ.

görüntülenme
27/09/2019

ANAYASA MAHKEMESİ HAKLARINDA YOLSUZLUK İDDİASI BULUNAN 4 ESKİ BAKAN İLE İLGİLİ İFADE VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ İHLALİ KARARI VERDİ.

BARO BAŞKANIMIZ AV. VELİ KÜÇÜK;

“YERİNDE AMA GEÇ KARAR; YARGIYI ZAMANINDA İŞLETMEYENLER HESAP VERMELİ”

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu 11/7/2019 tarihinde, Halk Radyo ve Televizyon Yayıncılık A.Ş. (B. No: 2014/19270) başvurusunda eski bakanlar Mehmet Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Egemen Bağış ve Erdoğan Bayraktar hakkındaki yolsuzluk ve rüşvet iddiaları için kurulan meclis araştırma komisyonu haberlerine “Şöhret ve haklarının korunması, kişilik haklarının zedelenmemesi” nedeniyle getirilen yayın yasağının ifade ve basın özgürlüğü ihlali olduğuna hükmetti.

Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamayla görüş ve düşüncelerini paylaştı.

“Türkiye’de İran kökenli Reza Zarrab’ın da aralarında olduğu iş adamları ile siyasi iktidarın ilişkileri çerçevesinde, Youtube ve Twitter aracılığıyla paylaşılan telefon dinleme kayıtlarındaki yolsuzluk ve rüşvet iddiaları gündemi sarsmıştı. O kayıtlarda bugün Cumhurbaşkanlığı makamındaki o dönemki Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan ile telefon konuşmalarındaki maddi unsurların yanı sıra medya kuruluşları yöneticilerine talimatlar vermesi, Danıştay’a seçilecek başkan ile ilgili görüşmeleri, ayrıca imar değişikliği talepleri gibi pek çok iddia gündeme gelmişti.

O iddialarda o dönemki Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, AB Bakanı Egemen Bağış, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ile İçişleri Bakanı Muammer Güler hedefteki en dikkat çekici isimlerdi.

Milletvekili dokunulmazlıkları yanı sıra ‘bakanlık görevi’ kapsamındaki suçlarla itham edilmiş olan 4 isim hakkındaki iddialar ise, Türkiye’deki mevzuat üzere sivil yargıda soruşturulamadığı için aylar sonra TBMM’de Soruşturma Komisyonu kuruldu. Ancak siyasi iktidarın aylarca üye isimlerini bildirmemesi nedeniyle çalışmalarına gecikmeli başlayan Komisyon’un yürütmesi gerekli ‘soruşturma’, henüz rapor yazımı aşamasına gelmeden tıkanmıştı.

Uygulama hukuksuzdu, Anayasa'ya ve iç tüzüğüne aykırıydı. Komisyon Başkanı, yargıdan müdahalede bulunmasını istemiş ve hakim de müdahalede bulunmuştu. Yani bu soruşturmanın üstü örtülmüştü.

Dört eski bakan Yüce Divan’da yargılanmaktan kurtulurken, onlarca haberci yolsuzluk ve rüşvet iddialarını duyurduğu için yargılanıyor; Yurt gazetesi eski muhabiri Meriç Şenyüz ve Mehmet Demirkaya, 17 Ocak 2014’te çıkan “Bilal'in vurgun planı” haberiyle Cumhurbaşkanının oğlu Bilal Erdoğan’ın Etiler Okulu üzerindeki projelerini aktardıkları için ertelemeli beş ay hapse mahkum oldu. Ulusal Kanal muhabiri Özer Sürmeli de, “Tuvalette rüşvet teslimatı" haberi nedeniyle “kişileri suçlu göstermekten” aynı cezayı aldı. Önemli olan bu kirliliğe bulaşanların yargı aracılığıyla tespit edilerek, gerekli cezaları almalarıdır. Yargı organlarının görevlerini yaparken hiçbir güç, kişi, kuruluş engel olmamalıdır.

“YARGIYI İŞLETMEYENLER HESAP VERMELİDİR”

İş işten geçmiş halk deyimiyle atı alan Üsküdar’ı aşmıştır. Zamanında dava açılmasına rağmen şu veya bu nedenle o dava ve konu hakkında geç verilen kararların etkinliği ve önemi de kalmamaktadır.

Geciken adalet, şiddetli adaletsizliktir, zulümdür. Her haksız, hukuksuz, adaletsiz işlem, tarafların olduğu gibi tüm toplumun da güven duygusunu zedeler. Zira; Adalet mülkün, yönetimin, idarenin, yaşamın da, alemin de temelidir.

Anayasa Mahkemesi yayın yasağının “kanunilik” ölçütünü karşılamadığına karar verirken “kamu gücünü kullanan organların keyfi davranışlarının” önüne geçilmediğine işaret etti. Kararın oy birliğiyle alınması dikkat çekmektedir.

Çağlar öncesinden Herakleitos, adaletsizliğin bir yangından daha çabuk önlenmesi gerektiğini beyan etmiştir. Ülke yargısının 17 -25 Aralık ve Reza Zarrab olayında devre dışı bırakılmasını ve yargılama sürecini işletmeyenleri tarih unutmayacaktır. “

Diğer Haberler