Anayasa Mahkemesi, “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla 3 yıl 6 ay hapis cezası verilen eski milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verdi.

Adana Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamasında kararın doğru, yerinde ve emsal niteliğinde olduğunu söyleyerek kaynağını Anayasadan ve evrensel hukuktan alan ifade ve düşünce özgürlüğünün kimsenin elinden alınamayacağını ifade etti.
Baro Başkanımız Av. Veli Küçük, görüş ve düşüncelerini şu şekilde paylaştı.

“Hastalığına rağmen 10 aydır cezaevinde bulunan Sırrı Süreyya Önder’e geçmiş olsun diyorum. Düşünce özgürlüğü konusunda AİHM/AYM içtihatları açık, dikkate alınsaydı zaten yargılanmazdı ve ceza da almazdı.

Ülkemizde artık bu temel hak ihlalleri son bulmalıdır. AYM/AİHM içtihatları ceza mahkemeleri tarafından hukuken dikkate alınmak zorundadır.

AYM'nin,“şiddetin ve terör eylemlerinin övülmediği, kişilerin ve toplulukların terör yöntemlerini benimsemeye, şiddet kullanmaya tahrik ve teşvik edilmediği sürece" hak ihlali oluşturacağı yönündeki tespiti ve kararı çok doğru ve yerindedir.

Düşünce ve ifade özgürlüğünün sınırlanması, demokratik toplumda kamuya zarar unsuru getirebilecek suça teşvik unsurlarında ancak gündeme gelebilecektir. Yani terör suçlarının işlenmiş olması için açıklamaların içerisinde terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerine başvurmayı teşvik etmesi gerekmektedir. Böyle bir içerik taşımayan Sırrı Süreyya Önder kararında verilen hak ihlali hükmü yerindedir.

Büyük bir hukuksuzluk örneği daha yargısal süreç ile sona ermiştir. AYM’nin eski milletvekili için verdiği hak ihlali kararı çok kıymetlidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine üyeleri arasından ikinci düzeyde en fazla müracaatın olduğu ülkemizden AYM’nin verdiği bu tür kararlar hem toplumsal adaleti daha kısa sürede sağlayacağı gibi hem de ülkemizi uluslararası arenada zor durumda bırakan uygulamaların önüne geçebilecektir.

AYM’nin bu önemli kararı karşısında Sırrı Süreyya Önder'in dosyasının İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince ivedi olarak ele alıp tahliye kararı vermesi, mağduriyeti gidermesi hukuksal zorunluluk ve gerekliliğin yerine getirilmesi olacaktır.”