ADANA BAROSUNDAN MÜFTÜLERE NİKAH KIYMA YETKİSİ VEREN TASARININ GERİ ÇEKİLMESİ ÇAĞRISI
AV. VELİ KÜÇÜK: “CUMHURİYETİMİZİN DEVRİMLERİNE VE LAİK MEDENİ HUKUKA AYKIRIDIR”
26.07.2017
Müftülere nikah kıyma yetkisi öngören Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda değişiklik yapan kanun tasarısı TBMM ’ye sunuldu.
Tasarıda, kanunun 6. maddesinde değişiklik yapılarak nikah yetkisine sahip olan memurlar arasına il ve ilçe müftülerinin de eklenmesi yer almaktadır.
Müftülere resmi nikah kıyma yetkisi verilmesi daha önce de gündeme gelmiş, ama yoğun tepkiler üzerine geri çekilmişti.
Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük, resmi nikahın Cumhuriyetimizin devrimlerinin, kazanımlarının ve laik hukukun en önemli göstergesi olduğunu belirterek, öneriyi, aile ve toplum yapısının, kadın haklarının dini kurallar doğrultusunda tartışmaya açılmasının ön adımı olarak değerlendirdi.
Adana Barosu Başkanı Av. Veli Küçük, yaptığı yazılı açıklamada şunları söyledi:
“Anayasamızın m. 174/4'e göre; Medeni Kanunumuzun resmi evlendirme memuru önündeki evlilik akdi İnkılap kanunlarıdır ve koruma altındadır. Anayasaya aykırılığı iddia edilemeyen bu hüküm müftülere evlilik yetkisi ile delinmek istenmektedir.
Bu tasarruf aynı zamanda, hangi din ve inanca sahip olursa olsun Anayasamızın en önemli kuralı olan yurttaşların eşitliği, laik ve tek hukukun herkese uygulanacağı ilkelerinden de vazgeçmek anlamına gelmektedir. Bu düzenlemenin yasalaşması halinde diğer dinlere mensup kişilerin de aynı ve benzer talepleri gündeme gelecektir.
Tasarı 94 yıllık Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş felsefesinden, Atatürk devrimlerinden, kazanımlarından geriye dönüş anlamı taşımaktadır. Bu vahim ve ürkütücü unsur her şeyden daha önemlidir. Bütün baroların, Türkiye Barolar Birliği’nin, STK’ların ve Üniversitelerin bu duruma el koyması ve tepkisini göstermesi gerekmektedir.
Medeni Kanun’daki kazanımlar kadınların mücadelesiyle elde edilmiş kazanımlardır. Küçük yerlerde denetim eksikliği nedeniyle akraba evlilikleri ve çocuk yaştaki evlilikler artacaktır. Düzenlemeyle evlilik öncesi sağlık raporu gibi birçok prosedür gözetilmeme durumu yaşanacaktır. Bu tasarı siyasi iktidarın, laik eğitimi dini referanslara dayandıran adımlarıyla birlikte, sosyal hayatı da din adamlarının eline bırakmasının bir adımıdır"
“TASARI MECLİS’TEN DERHAL GERİ ÇEKİLSİN!..."
Av. Küçük şöyle devam etti:
"Azınlıkların Lozan Antlaşmasının m. 42'den kaynaklanan haklardan vazgeçmeleri Medeni Kanunumuz sayesinde olmuştur. Yunanistan Milletler Cemiyetine gitti, ama herkese ayrım gözetilmeden eşit olarak aynı hukuk kuralları uygulanacağı için Lozan Antlaşmasına aykırı yön görülmedi. Resmi nikah toplumu birleştiren bir düzenleme iken, müftülerin nikah kıyması toplumu ayrıştıracaktır. Yapılmak istenen ise; müslüman çoğunluk lehine farklı uygulama getirilmesi çabasıdır. Diğer yandan da müslüman Türk aileleri dahi evlenirken ayrışacaklardır. Müftü nikahı mı? resmi nikah mı ? diye tartışmalara yol açacaktır. Sonuçta nikah üzerinden de toplum bölünecektir. Toplumun son dönemdeki ayrışma ve kutuplaşma ortamını daha da artıracak uygulamalardan ve düşüncelerden herkes kaçınmalıdır. Bu nedenlerle gündeme getirilen tasarının Meclis ‘ten çekilmesi, siyasi iktidarın ve hassasiyet sahibi herkesin görevidir. Tasarı Meclis’ten derhal
geri çekilsin!..."