BAROMUZ

adaletsizliğin vicdanları kanatmaya devam ettiği bir yıl olarak tarih sayfalarında yerini almıştır"

görüntülenme
31/12/2014

ADANA BAROSU YENİ YIL MESAJI   "2014 yılı; ülkemizde hukuksuzluğun tavan yaptığı, adaletsizliğin vicdanları kanatmaya devam ettiği bir yıl olarak tarih sayfalarında yerini almıştır"  30.12.2014 Adana Baro Başkanı Avukat Mengücek Gazi Çıtırık,  "2015 yılının üstünlerin değil, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu, hukuksuzluğun yaşanmadığı, demokrasinin tüm kural ve kurumlarıyla uygulandığı işletildiği, iç barışın sağlandığı, kimsenin yok sayılıp, ötekileştirilmediği, yöneticilerin ve yurttaşların birbirlerinin yaşam tarzına ve inançlarına saygı duyduğu, annelerin ve çocukların ağlamadığı, kan ve göz yaşının olmadığı dünya ve ülke özlemiyle tüm meslektaşlarımızın ve Adanalı hemşerilerimizin yeni yılını kutluyor, sağlık, mutluluk ve huzurlu bir yıl olmasını dilerim" dedi   30.12.2014   2014 yılı; ülkemizde hukuksuzluğun tavan yaptığı, adaletsizliğin vicdanları kanatmaya devam ettiği bir yıl olarak tarih sayfalarında yerini almıştır. Üzülerek söylemek gerekirse insanlık ve ülkemiz için beklentilerden çok uzakta, olumsuzluklarla anılan bir yıl olmuştur. Dünyada ve insanlar arasında eşitlik, özgürlük, barış ve adalet adına uygulamaların olması gerekirken eşitsizlik uçurumu giderek artmış, kan ve gözyaşı had safhaya çıkmıştır.  Demokratik bir kültüre sahip ülkemizde, demokrasinin olmazsa olmazı olan Hukuk Devleti anlayışını ortadan kaldıran, kuvvetler ayrılığını fiilen sona erdiren hukukun üstünlüğünü sağlayan savunma hakkını azaltan, nihayetinde yaşam hakkı kadar gerekli olan Hukuk Güvenliğini tehlikeye düşürecek gelişmeleri yaşadık, gördük ve halen de görmekteyiz. Savunmayı yok sayan, şekli unsur olarak gören, olsa da olur, olmasa da olur anlayışının hakim olduğu bir siyasi irade sayesinde, birey-yurttaşın adalete erişiminin ve hak arayışının temsilcileri olan biz avukatların sesinin kısılmak istendiği, uysal baroların hedeflendiği, özel yaşamın gizliliğinin her yönüyle ihlal edildiği, Cumhuriyet tarihinin görülmemiş büyüklükteki 'rüşvet-kara para aklama, yolsuzluk' soruşturmalarında siyasi iktidarın temsilcilerinin soruşturmanın başlatılmasından, operasyonun neden kendilerine bildirilmediğinden rahatsızlık duyduklarını unutmadık. Yargı, görevini yaparken herhangi organ, merciinin ya da kişinin emri altında, talimatı altında bir kurum değildir. Siyasi iktidarın bugünkü uygulamaları, 18. Yüzyıl  Fransa'sını hatırlatmaktadır. Fransa'nın mutlak monarşiyle yönetildiği dönemde, İmparator 14. Lui'nin 'Devlet benim' anlayışını hakim kılan,  liderin ağzından çıkanın kanun sayıldığı, birey-yurttaşın özel yaşamına her türlü müdahalenin yapıldığı parti -devlet anlayışı ortadadır.   Anayasasına göre hukuk devleti olunması gerekirken kanun devleti bile olunamadığı, polis devletinin ve parti devletinin her türlü uygulamalarının görüldüğü, yurttaşın aşağılandığı, ötekileştirilerek yok sayıldığı, siyasi iktidarca her türlü ayrımcılığın sergilendiği, yurttaşların bizden olan, bizden olmayan şeklinde kamplaştırılmaya çalışıldığı birey-yurttaşın refah seviyesinin yükseltilmediği, ülkenin Cumhuriyet tarihinin en büyük dış borç batağına sürüklendiği, sosyal devlet uygulamalarının yaşamdan kalktığı, toplumun sadaka toplumuna dönüştürüldüğü, eğitimde, sağlıkta, adalette paran kadar anlayışının yaşama geçirildiği, paran kadar adalet anlayışının yaşama geçirildiği, olanak ve fırsat eşitliğinin kağıt üstünde kaldığı, toplumsal huzurun ve iç barışın sağlanamadığı, birey-yurttaşa devlet terörünün her türlüsünün uygulandığı, toplumun moral ve psikolojisinin bozulduğu bir yılı geride bırakıyoruz. Türkiye'de 2014 yılında ağır insan hakları ihlalleri yaşanmıştır. Bir yılda 2 bini aşkın kişi insan hakları ihlalleri sonucu hayatını kaybetti. Türkiye'de çalışma yaşamında yaşanan en önemli sorunlardan birisi de taşeron işçiliğidir. Haklarını aradıkları ve sendikalı çalışma talepleri nedeniyle taşeron işçiler sık sık işten atılmaktadırlar. İş kazaları/cinayetleri sonucu 1723 işçi yaşamını yitirmiştir. Soma ve Ermenek'te yaşanan maden kazası olarak adlandırılan ancak gerçekte iş kazası olan, yüzlerce insanımızı yitirdiğimiz boğaz tokluğuna, güvencesiz ve sendikasız çalıştırılmalar, özelleştirmeler sonucunda  bu noktaya gelinmiştir. Erkek şiddeti sonucu 294 kadın yaşamını yitirmiş, 142 kadın taciz ve tecavüze maruz kalmıştır. 1 Ocak - 30 Kasım 2014 tarihleri arasında erişime engellenen internet sitesi sayısı 61.780 dür. Bu sayı 2013 yılında 35.001, 2012 yılında ise 22.536 idi. Artış kaygı vericidir. Tutuklu gazeteci sayısındaki artış da son derece kaygı vericidir.  Türkiye en çok tutuklu gazeteci bulunduran 10. ülke durumundadır. Son yargı paketinde yer alan ve defalarca uyarılarımıza rağmen yapılan düzenleme ile CMK.153. madde değiştirilmiştir. Yapılan değişikliğe göre, müdafiin soruşturma dosyasının içeriğini incelemesi veya belgelerden örnek alma yetkisi, soruşturmanın amacını tehlikeye düşürebilecekse savcının istemi üzerine hâkim kararıyla kısıtlanabilecektir. Bu hüküm Anayasa ve AİHS. Hükümlerine açık aykırılık teşkil etmektedir. Bu düzenleme ile adil yargılama hakkı ihlal edilebileceği gibi silahların eşitliği ilkesi de ortadan kalkacaktır. Bir şüpheli için hakim önüne çıktığı andan itibaren dosyanın aleniyet kazanması, dosya ile ilgili tüm bilgilere sahip olmak suretiyle savunma yapması adil yargılama ilkesinin bir gereğidir.   Yine TBMM nin gündemine gelen Kişisel Verilerin Korunmasına ilişkin Yasa çalışmasının bu hali ile demokratik bir devlette olamayacak şekilde devlete yeni bir fişleme olanağı sağlamasından endişe duymaktayız.   2014 Yılının son günlerinde Konya'da Devrim Şehidi Kubilay'ı anma töreninde yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanına hakaret ettiği iddiasıyla 16 yaşındaki, lise öğrencisi Mehmet Emin Altunses  hakkında çıkartılan gözaltı kararı sonucunda okula gelen polisler tarafından gözaltına alınması ve Konya 1.Sulh Ceza Hâkimliği tarafından Hukuksuz ve kanunsuz olarak tutuklanması da kabul edilemeyecek bir hak ihlalidir. Bu karardan ivedilikle dönülmüş olması ve tahliye kararı verilmesi, tutuklama kararın vahametini ortadan kaldıramamıştır.     2015 Yılında da Adana Barosu etkin ve güçlü Barolar arasında yer almaya devam edecektir. Demokratik Hukuk Devleti ve Hukukun Üstünlüğü temelinde, insan haklarını koruma görevini yerine getireceği gibi, mesleki ve toplumsal etkinliklerini artırarak sürdürecektir.   2015 yılının üstünlerin değil, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu, hukuksuzluğun yaşanmadığı, demokrasinin tüm kural ve kurumlarıyla uygulandığı işletildiği, iç barışın sağlandığı, kimsenin yok sayılıp, ötekileştirilmediği, yöneticilerin ve yurttaşların birbirlerinin yaşam tarzına ve inançlarına saygı duyduğu, annelerin ve çocukların ağlamadığı, kan ve göz yaşının olmadığı dünya ve ülke özlemiyle, şahsım ve Adana Baro Başkanlığı adına  tüm meslektaşlarımızın ve Adanalı hemşerilerimizin yeni yılını kutluyor, sağlık, mutluluk ve huzurlu bir yıl olmasını diliyorum. Kamuoyuna saygıyla sunarım. Av. Mengücek Gazi ÇITIRIK ADANA BARO BAŞKANI  

Diğer Haberler