BAROMUZ

3 ARALIK DÜNYA ENGELLİLER GÜNÜ BASIN AÇIKLAMASI

görüntülenme
06/12/2012

Adana Baro Başkanı Av. Mengücek Gazi Çıtırık: '' Kamu ve özel sektörün çalıştırmak zorunda olduğu engelliler için ayrılan kotalar ivedilikle doldurulmalıdır'' Bugün, bugün anlam ve önemi ile bir an önce gerçekleştireceğini düşündüğümüz beklentilerimizi sizlerle paylaşmak istiyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi, engellilerin haklarını kazanması için verilen üstün ve özverili çalışmalar sonucunda, Türkiye' de pek çok yasal kazanımlar elde edilmiştir. Bu kazanımlar, dünyanın diğer ülkelerinde de büyük ilerlemeler sağlanmış ve Birleşmiş Milletler, 21.Y.Y ilk uluslararası antlaşmasının ana temasını ENGELLİLER olarak belirlemiştir. B.M Engelli Hakları Sözleşmesini Ülkemiz taraf olarak imzalamıştır. Birleşmiş Milletler Engelli Haklarına dair sözleşme Engelli hakları yönünden bir zihniyet devrimi yapmıştır. Ülkemizde yaşayan insanların, yaklaşık %12,9 ' u  engelli olduğu ve halen gerekli ve yeterli denetim yapılmadığı için toplumsal destek bulamayan politikalar nedeniyle engelli insanlar üretmek yolunda hızla ilerlediğimiz (trafik kazaları, iş kazları v.s) zamanda,  bir yerlerde bir yanlışlığın, kötü giden bir şeylerin olduğu açıktır. Engellilerin sorunları, sadece yemek- içmek değil, engelli olmayan insanlar gibi, çalışarak üreterek, kendi kimliğini, kendi kişiliğini hiç kimsenin onayına gerek kalmadan, hiç kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan ülkenin her yerine ulaşabilmenin önündeki, yasal, fiziki  ve sosyal engellerin  bir an önce kaldırılması gerekir.                 Adana Barosu olarak ; Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi, ülkemizce onaylanarak 28 Ekim 2009 tarihinde resmi gazetede yayınlanıp iç hukukumuzun bir parçası durumuna gelmiş olduğunu belirtir. Bu sözleşmenin ayrılmaz bir parçası olan ve engellilere haklarının ihlal edilmesi durumunda Birleşmiş Milletlere Başvuru Mekanizmasını oluşturan ek ihtiyarı protokol, engellilerin haklarına ulaşabilmesi için acilen TBMM tarafından onaylanarak yürürlüğe konulmalıdır.  Anayasamızın 10. Maddesinde engellileri korunması gereken kişiler kapsamında gören himayeci anlayışın, engellilerin toplumun her ferdi gibi eşitlik anlayışı şeklinde bir düzenleme yapılması hakkaniyet açısından daha doğru olacaktır. Engelliler ile ilgili konularda engelli örgütlerinin karar alma süreçlerine etkin katılımının sağlanması için yasal ve uygulamaya yönelik önlemler ve yasal düzenlemeler ivedilikle gerçekleşmelidir. Engellilik toplumsal bir olgudur. Devletimiz, bir an önce önleyici ve koruyucu sağlık hizmetlerini,  yeterli ve sağlıklı beslenme koşullarını herkes için yaratamadığı, trafik ve iş kazalarını, akraba evliliklerini önleyemediği, şiddetten ve terörden arındırılmış güvenli bir ortam sağlayamadığı içindir ki, sakatlıktan dolayı doğrudan sorumludur. Bu nedenle bütün gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, çalışsın çalışmasın, bütün engellilere sürekli sakatlık tazminatı ödenmesi yönünde yasal düzenlemeler yapılması kaçınılmazdır.  Engellilerin üretim ve hizmet sürecine etkin bir biçimde katılabilmeleri için gerekli tüm önlemler hızla alınmalı; kamu ve özel sektörün çalıştırmak zorunda olduğu engelliler için ayrılan kotalar ivedilikle doldurulmalıdır. 3. Özürlüler Şurası kararları doğrultusunda Bakım Sigortası Yasası derhal çıkarılmalı; bakıma muhtaç tüm engellilere, yoksulluk ölçütü gözetilmeksizin bakım hizmeti sunulması; evde bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılması ile birlikte bakım hizmeti sunucusu aile bireylerine bu konuda eğitim verilmelidir. Ağır derecedeki engellileri, sosyal rehabilitasyon hizmetleri eşliğinde üretim sürecine katmayı amaçlayan, devletin teknik ve mali desteği ile güçlendirilen Korumalı İş Yeri Yasası bir an önce çıkarılarak engellilerimizin üretim sürecinde güvenli bir şekilde çalışması sağlanmalıdır.   "Tüm Vücut Fonksiyon Kaybı" kavramını tek yanlı uygulamak suretiyle engellilerin sakatlık derecesini yapay olarak düşüren ve hak kayıplarına yol açan düzenlemeler yürürlükten kaldırılmalı; sakatlık oranı sağlık kurullarınca saptanırken tüm vücut fonksiyon kaybı oranının çeşitli uzmanlardan oluşan bir kurulca saptanmasına olanak sağlayan mevzuat değişikliği yapılmalıdır. Özel Eğitim bütünüyle bir sosyal devlet işlevidir. Bu nedenle özel eğitim tamamıyla Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okullarca üstlenilecek; engellilere destek eğitimi Rehberlik ve Araştırma Merkezlerince sunulması gerekli ve zorunludur.  Özel özel eğitim merkezlerindeki aylık ders saati anlamlı oranda artırılmalı; destek eğitimi alan engelliler için ödenen ücretler yükseltilerek; bu merkezler sıkı bir biçimde denetlenmeli.  Engellilere yönelik ayrımcılıkla yaşamın tüm alanlarında mücadele programları uygulanmalı; mevzuatımızda ayrımcılık türleri sayılmalı ve tanımlanmalıdır; ayrımcılıkla ilgili davalarda ispat yükü tersine çevrilecek; engellilere yönelik ayrımcı uygulamaları izleyen bir mekanizma kurulmalıdır. Birleşmiş milletler Engelli haklarına dair sözleşme hükümlerine göre  fiziksel çevrenin, kamu kullanım alanlarının, konutların, toplu taşım araçlarının engellilerin erişimine uygun hale getirilmesi hiç vakit kaybedilmeden sağlanmalı; 5378 sayılı özürlüler kanununun geçici 2. Maddesi derhal uygulanmaya başlanarak kamu kurumları ve özel kurum ve kuruluşların bu hukuki ve sosyal sorumluluğunu yerine getirmeye derhal başlamaları sağlanmalı. Bu maddenin  uygulanmasının sürekli olarak ertelenmesi, değiştirilmesi veya uygulanmaz bir hale getirilmesinden derhal vazgeçilerek, engelli haklarını politik söylemlerin üstünde, bir devlet politikası olarak, vazgeçilmez temel hak olarak kabul edilmesiyle,Türkiye'nin her yerinde yaşayan engellilerin aynı haklardan eşit olarak yararlanmasının önü açılmalıdır.                                                                                                                                              Av. Mengücek Gazi ÇITIRIK                                                                                                                                              Adana Barosu Başkanı

Diğer Haberler