BAROMUZ

“24 OCAK TEHLİKEDEKİ AVUKATLAR GÜNÜ” NEDENİYLE BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI.

görüntülenme
07/03/2022

“24 OCAK TEHLİKEDEKİ AVUKATLAR GÜNÜ” NEDENİYLE BASIN AÇIKLAMASI YAPILDI.

Baromuz ve Çağdaş Hukukçular Derneği tarafından, “24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü”ne ilişkin Adana Adliyesi Avukatlar Salonumuzda yapılan basın açıklamasında Kolombiyalı avukatların korunması için mücadele çağrısında bulunuldu.

"ŞARTLARI ZOR BİR ÜLKEDE YAŞIYORUZ"

Basın açıklamasına
Başkanımız Av. Semih Gökayaz, Genel Sekreterimiz Av. İlker Mengü, yönetim kurulu üyelerimiz Av.Gül Yalçın, Av. Neval Yurtdaş, TBB delegemiz Av. Sinem Tanrısınatapan ve meslektaşlarımız katıldı.

Baro Başkanımız yaptığı konuşmada,
Kolombiya’da durumun çok kötü olduğunu ve son 10 yılda 700 avukatın öldürüldüğüne dikkat çekti. Av. Gökayaz, “Bir meslek grubu olarak bunu yüreğimiz attıkça, sesimiz yettikçe bağıra çağıra Kolombiya’da yaşanan olayların vahametini tüm dünyaya duyurmamız gerekiyor. AB'ye ve Dışişler Bakanlığına bu konuyu bir mektupla ileteceğiz, Birleşmiş Milletler nezdinde girişimde bulunulmasını isteyeceğiz. Olayın, dünya çapında duyurulması için çaba harcayacağız.

Geçmişte Adana Adliyesinde görülmekte olan Maraş Katliamı davasına giren müdahil avukatları Av. Ceyhun Can’ın 10 Eylül 1979’da, Av. Halil Sıtkı Güllüoğlu 3 Şubat 1980 ve Av. Ahmet Albay da 3 Mayıs 1980’de öldürüldüklerini unutmamalıyız. Bu anma 2012 ve 2019’da Türkiye için de adanmış. Zor bir ülkede yaşıyoruz ve avukatları koruyacak en önemli kalkan barolardır.

2020 yılında bilindiği üzere barolar hedef alındı. Fakat barolar ve meslektaşlarımız, mesleğimize ve gelenklerimize sahip çıktık ve baroları böldürmedik.

İstanbul 2 Nolu barosunun Sedef Kabaş ve Sezen Aksu ile ilgili açıklamasını gördünüz mü ? Baroların tamamını böyle yandaş yapmak istediler ama başaramadılar, biz kenetlendikçe başaramayacaklar.

Göreve geldiğimizden bu yana uyum bürosunu, yardımlaşma sandığını, mesleki dayanışma ve gerekse ulusal ölçekte hak arama mücadelesini siz kıymetli meslektaşlarımızla kenetlenerek yapıyoruz. Bizler baro çatısı altında el ele omuz omuza vererek bu süreçleri aşacağımıza ve aydınlık güneşli günleri göreceğimize inancım tamdır. Mücadele azmimizde hiçbir eksilme olmadan yolumuza devam edeceğiz.”
İfadelerini kullandı.

ÇHD 2. Başkanı Av.Ümit Büyükdağ,
24 Ocak 1977’de faşist Franco rejimi tarafından Madrid’de 4 avukatın katledilmesi üzerine “24 Ocak Tehlikedeki Avukatlar Günü” adıyla bir anma ve mücadele günü olarak kabul edildiğinin belirterek, 24 Ocak'ın bu sene Kolombiyalı avukatlara ithaf edildiğini ifade etti.

Daha sonra basın açıklamasını Baromuz üyesi Av. Firdevs Avşar okudu.

24 Ocak 1977 ‘de İspanya’nın Calle Atcocha kentinde 4 avukat ve 1 işçi temsilcisinin öldürüldüğünü ve bu olayın 2009'dan bu yana, Tehlikedeki Avukatlar Günü olarak anıldığını söyledi. Bugünün amacının belirli bir ülkedeki avukatların mesleklerini ifa ederken karşı karşıya oldukları risklere ilişkin farkındalığı güçlendirmek, hükümet yetkililerinin, uluslararası kuruluşların, sivil toplumun, medyanın ve genel anlamda kamuoyunun belirlenen ülkedeki avukatların durumlarına yönelik dikkatlerini çekmek olduğunu ifade eden Av. Avşar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Geride bıraktığımız yıllarda bu gün, Azerbaycan (2021), Pakistan (2020), Türkiye (2019 ve 2012), Mısır (2018), Çin (2017), Honduras (2016), Filipinler (2015),Kolombiya(2014), Bask Ülkesi / İspanya (2013) ve İran’a (2010) adanmıştır.
Bu yıl ikinci kez, Tehlikedeki Avukatlar Günü, insan hakları avukatlarına yönelik zulmün devam ettiği ve onların mesleklerini özgürce, bağımsız ve güvenli bir şekilde icra etmelerinin engellendiği Kolombiya'ya odaklanıyor.
Kolombiya’da on yıllardır süren şiddetli ve karmaşık bir yapısı olan silahlı çatışmalar, özellikle kırsal alanlarda ve yerli topluluklarda sayısız cinayet, yerinden etme, zorla kaybetme, cinsel suçlar ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddet dahil olmak üzere yaygın ve ağır insan hakları ihlallerine neden oldu. Örneğin Şubat 2021'de, 2002 ve 2008 yılları arasında en az 6.402 sivilin Kolombiya ordusu tarafından yargısız infaz edildiği ve savaş zayiatı olarak nitelendirildikleri raporlandı.

2016 yılında imzalanan Barış Anlaşması uzun süreli iç silahlı çatışmayı bir süreliğine sona erdirse de paramiliter güçler ve uyuşturucu kaçakçılığı grupları güçlenmeye devam etmekte. Çatışmaya bağlı şiddet Kolombiya'da yeni biçimler aldı ve ülkenin çeşitli bölgelerinde, özellikle tarihsel olarak sınırlı devlet varlığı, yasadışı ekonomiler ve yüksek yoksulluk seviyeleri ile karakterize edilen alanlarda ciddi ihlaller devam ediyor.
Kolombiya, Latin Amerika'da en fazla insan hakları savunucusu öldürülen ülke durumunda. Yalnızca 2020'de toprak ve doğa savunucusu 65 kişi öldürüldü. Ülkede hala yüksek düzeyde bir cezasızlık söz konusu.
Nisan 2021'de, alt ve orta sınıfları dezavantajlı hale getiren vergi reformu önerisi de dahil olmak üzere hükümet tarafından alınan bir dizi önlem, pandemi kapanmaları yürürlükte olmasına rağmen ülke genelinde protestoları ateşledi. Ulusal Grev olarak bilinen bu toplumsal hareket kapsamında, Kolombiya halkı iki aydan fazla bir süre boyunca her gün gerçekleşen protesto gösterilerine kitlesel olarak katıldılar. Bu gösterilerde devlet terör estirdi. Avukatlar ve hak savunucuları da doğrudan devlet şiddetinin hedefi oldu.
Tarihsel olarak Kolombiya, avukatların cinayete maruz kalma oranının en yüksek olduğu ülkelerden biridir. Kolombiya Hakimlerle Dayanışma Fonu'nun (FASOL) 2014 yıllında Hakikati Aydınlatma Komisyonu'na sunduğu rapora göre, son 10 yılda 700'den fazla avukat öldürüldü ve 4.400'den fazla avukat çeşitli saldırılara maruz kaldı. Bu verilerin her durumda gerçek verilerin altında kaldığı unutulmamalıdır. Yine aynı örgütün verilerine göre 1989 ila 2019 yılları arasında 1340 yargı çalışanı şiddet mağduru olmuş ve Ocak 2019 ila Nisan 2021 dönemleri arasında altı yargı çalışanı cinayete kurban gitmiş, yirmi altı görevli tehdit edilmiş, on iki çalışan saldırıya uğramış, üç çalışan haksız kovuşturmaya tabi tutulmuş, altı çalışan yerinden edilmiş, bir kişi sürgün olurken ve bir kişi ise cinsel saldırıya maruz kalmıştır.
Kolombiya, insan hakları davalarını takip eden avukatlara yönelik saldırıları ve tehditleri ne engellemiş, ne soruşturmuş ne de gerektiği gibi kovuşturmuştur.

Başlatılan soruşturmalarda ve yetkili merciler tarafından yürütülen ceza veya disiplin soruşturmasında herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini vurgulanmaktadır.

Avukatlar ve insan hakları savunucuları, çevre davaları, toprak iadesi davaları ve Barış için Özel Yargı Alanı ile ilgili davalar gibi hassas davalarda müvekkillerini temsil ederken özellikle tehlike altındadır.
Kolombiya'da avukatların bağımsızlığını teşvik etmek ve korumak veya genel olarak mesleği korumak için kurumsallaşmış yerel veya ulusal bir baro yahut hukuk topluluğu yoktur. Kolombiyalı avukatlar hakkındaki bilgileri kayıt altına alan ve muhafaza eden ve görevin hatalı ifası veya görevi kötüye kullanma yaptırımlarını uygulayan Ulusal Yargı Konseyi olup, bu kurum doğrudan devlete bağlıdır. Bu durum, avukatların çıkarlarının yerel ve ulusal düzeyde kolektif düzeyde temsil edilmesini engellemektedir. Kolombiya’da avukatlar gerek halkın gerekse kendi haklarının korunabilmesi için dernekler ve kolektifler içerisinde örgütlenmeye devam etmektedir.
Kolombiya'daki avukatların, mesleklerini icra ederken ve görevlerini yerine getirdikleri sırada, bazılarının yargı sistemi veya kamu idaresi hizmetinde, bazılarının ise ağır insan hakları ihlallerinin mağdurlarını temsil ederken katledilmeye devam edilmeleri derin bir endişe kaynağıdır.
Örneğin 2019 yılında 21 Mayıs’ta Paula Andrea Rosero, 20 Temmuz’da Avukat ve politik aktivist Yamile Guerra, 21 Aralık’ta Mariano Cuero Ruiz öldürülmüştür. 29 Aralık'ta ise organize suçla mücadele ihtisas savcısı ve suç şebekelerine karşı birçok soruşturmayı yürüten avukat Alcibiades Libreros Varela kiralık katillerce öldürülmüştür.
2020 yılında avukat ve insan hakları savunucusu Pierangelly Hugueth Henríquez, Yine 24 Ekim tarihinde ise avukat ve insan hakları savunucusu Arquímedes Getulio Centanaro Carriazo öldürülmüştür. Her iki avukat da kendi bölgelerinde toprak iadesi süreçlerinde yer almışlardı. Aynı yıl, 9 Aralık’ta Ombdusman Ofisi’nde ceza avukatı olan Freddy Agustín Gonzáles Barragán, katledildi.

Tanınmış avukatların ve insan hakları savunucularının katledilmesi 2021 yılında da devam etmiştir. Örneğin, 15 Ocak 2021'de avukat, tarihçi ve Afrika kökenli lider Fredman Arturo Herazo Padilla öldürüldü. 8 Haziran'da ise avukat ve savcı olan Esperanza Navas evinde katledildi. 16 Temmuz 2020 tarihinde avukat Julio Enrique González, tanınmış eski bir uyuşturucu kaçakçısı olan müvekkili ile birlikte Bogota'da öldürüldü. Sonuç olarak, yalnızca 2020 ve 2021 yıllarında Kolombiya’da en az 6 avukat mesleklerini icra ettikleri için katledildiler.

Bu süregelen katliamlar dışında yasadışı takip ve gözetleme, iletişimin engellenmesi, gözaltı, soruşturma ve kovuşturma, yerinden edilme, kamuoyu karşısında yürütülen karalama kampanyaları eliyle itibarsızlaştırma ve hedef gösterme, sürgüne zorlanma gibi birçok saldırı bugün neredeyse günlük olarak süregelmektedir.

Bu tablo karşısında Kolombiya’da mesleğini sürdürmekte ısrar eden avukatlar ve insan hakları savunucuları ile dayanışmak, onların sorunlarına dikkat çekmek için tüm dünyada onlarca hukuk kurumu yanyana gelerek aşağıdaki talepleri bir kez daha dile getirmek gereği duymuştur:

1. Kolombiya Devleti, Birleşmiş Milletler Avukatların Rolüne Dair Temel Prensipler Yönergesinin gereklerine yerine getirmekle yükümlüdür.

2. Kolombiya devleti, insan hakları avukatlarına yönelik birçok saldırıları derhal ciddiyetle ele almalı ve BM prensiplerinin 16. ve 18. İlkeleri uyarınca avukatların mesleklerini özgür ve bağımsız bir şekilde icra etmeleri için gereken güvenceleri sağlamalıdır.

3. Kolombiya devleti, Havana Kuralları arasında yer alan 17. prensip uyarınca, özellikle insan hakları savunucularının daha yüksek risk altında olduğu kırsal bölgelerde, Kolombiyalı avukatların güvenliklerini ve özgürlüklerini garanti altına almak için ek ve etkili güvenlik önlemleri almalıdır.

4. Kolombiya devleti, cezasızlığa son vermek için insan hakları avukatlarına karşı işlenen suçlara ilişkin tarafsız, bağımsız ve etkili soruşturmalar yürütmeli ve gerekli olduğunda, failler hakkında kovuşturma başlatmalıdır.

5. Kolombiya devleti, BM Sözleşmesinin 18 ve 23. İlkeleri uyarınca özellikle daha hassas olan insan hakları davalarında görev alan Kolombiyalı avukatların kriminalize edilmesi ile mücadele etmelidir.

6. Uluslararası toplum, Kolombiya devletinin uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmemesi karşısında sessiz kalmamalıdır.

7. Dünyanın dört bir yanındaki barolar ve hukuk toplulukları, Kolombiya'daki insan hakları avukatlarının durumuna dikkat kesilmeli ve meslektaşlarını desteklemek için çalışmalar yürütmelidir.

8. Gazeteciler ve uluslararası medya, Kolombiya'daki insan hakları avukatlarının durumunu araştırmaya ve rapor etmeye, Kolombiya devletine baskı yapmaya ve dünya çapında kamuoyunun dikkatini insan hakları avukatlarının oynadığı hayati role ve karşı karşıya oldukları ağır risklere çekmeye davet edilmektedir.
Bizler, Türkiye’de de zor koşullar altında mesleki faaliyetlerini sürdürmeye çalışan avukatlar olarak Kolombiya’da ölüm riski ile karşı karşıya olmasına rağmen ısrarla hak savunuculuğunu sürdüren meslektaşlarımızla dayanışma içerisinde olduğumuzun bilinmesini isteriz.
Kolombiyalı avukatlar yalnız değildir! “

#TehlikedekiAvukatlarGünü

Diğer Haberler