Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, sigorta primlerinin eksik yatırılmasının haklı fesih nedeni olduğuna hükmetti.
26/09/2014
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, sigorta primlerinin eksik yatırılmasının haklı fesih nedeni olduğuna hükmetti.
YARGITAY 22. Hukuk DairesiESAS: 2013/35997 KARAR: 2014/13537
Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, izin ücreti, fazla mesai, hafta tatili, bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının kendi isteğiyle işyerinden ayrıldığını, tazminat alacaklarına hak kazanmadığını, sair hak kazandığı halde ödenmemiş işçilik alacağının ise bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı işçinin ihbar tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarına hak kazanıp kazanmadığı, fazla çalışma sürelerinin hesaplanması ve yıllık izin ücreti alacağına uygulanacak kanuni kesintilerin belirlenmesi noktalarında toplanmaktadır.
Somut olayda, dava dilekçesinde, davacı işçinin sigorta primlerinin düzenli yatırılmasını istemesi üzerine, iş sözleşmesinin işverence feshedildiği iddia edilmektedir. Davalı işverence ise, davacının kendi isteğiyle işyerinden ayrıldığı savunularak, 01.04.2008 tarihinden itibaren işe devam etmediğine dair düzenlenmiş tutanaklar dosyaya sunulmuştur. Dinlenen bir kısım şahitlerce de, davacının sigorta primlerinin yatırılmaması sebebiyle işyerinden ayrıldığı bildirilmiştir.
Dosya kapsamına göre, davacının iş sözleşmesini, bir kısım çalışma süresinin sosyal güvenlik kurumuna bildirilmeyerek, sigorta primlerinin eksik ödenmesi gerekçesiyle feshettiği anlaşılmaktadır. ...İş Mahkemesi'nin 26.09.2012 tarih ve 2012/443 esas 2012/451 karar sayılı kararıyla da, davacının toplam 1558 gün çalışmasının sosyal güvenlik kurumuna bildirilmediği kabul edilerek, hizmet tespiti kararı verilmiştir. Anılan karar, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 14.05.2013 tarih 2013/1699 esas 2013/9688 karar sayılı kararıyla onanmıştır. Sigorta primlerinin hiç yatırılmaması, eksik yatırılması veya düşük ücretten yatırılması hallerinde işçinin haklı fesih imkanı bulunmakta olup, davacının feshi haklı sebebe dayanmaktadır.
İş sözleşmesini fesheden tarafın feshi haklı bir sebebe dayansa dahi, ihbar tazminatına hak kazanması mümkün olmayacağından, ihbar tazminatı alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
3-Mahkemece bozma öncesi verilen 03.10.2011 tarihli kararda davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağına hak kazanmadığı gerekçesiyle, anılan ücret alacağına yönelik talebin reddine karar verilmiştir. Sözkonusu karar, davacı tarafça temyiz edilmemiştir. Mahkemenin bozma kararı sonrası verdiği, iş bu temyiz incelemesine konu kararda ise, davacının ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağına hak kazandığının kabul edilerek alacağın hüküm altına alınması usulü kazanılmış hak ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Anılan sebeple, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulü hatalıdır.
4-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının haftanın beş günü 08:00-18:00 saatleri arasında bir saat ara dinlenmeyle, cumartesi günü ise 08:00-13:00 saatleri arasında ara dinlenmesiz çalıştığı kabul edilerek, haftalık beş saat üzerinden fazla çalışma ücreti hesaplanmıştır.
Davacının fazla çalışma sürelerinin belirlenmesinde, cumartesi günleri 08:00-13:00 saatleri arasında süren çalışmasında yarım saat ara dinlenme süresinin nazara alınması gerekirken, ara dinlenmesiz çalıştığının kabul edilmesi hatalı olmuştur. Anılan sebeple, davacının haftalık dörtbuçuk saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek, fazla çalışma ücreti alacağı hesaplanmalı, şimdiki gibi takdiri indirim uygulanmasıyla hüküm altına alınmalıdır.
5-Gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun mülga 77. maddesi, gerekse 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 80. maddesi uygulaması açısından, yıllık izin ücreti prime esas kazançlar içerisinde değerlendirilmelidir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı işçinin hak kazandığı brüt yıllık izin ücreti alacağından, damga ve gelir vergisi kesintilerinin yapılmasıyla yetinilerek, alacağın net miktarı tespit edilmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunda belirtilen net tutar hüküm altına alınmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere, yıllık izin ücreti prime esas kazançlar içerisinde olup, işçi payına düşen prim kesintilerinin nazara alınmaksızın alacağın net tutarının belirlenerek hüküm altına alınması hatalıdır. Yukarıda yazılı sebeplerden, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Diğer Haberler