Yargı Paketi ; Yargıda Geriye Gidişin Paketidir...
07/03/2012
3. Yargı Paketi olarak kamuoyuna sunulan "Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun Tasarısı" yargıda reformun değil, yargıda geriye gidişin paketidir. Her değişiklikle yargının iş yükünü hafifletmek hedeflenmektedir. Amaç bu ise adliyeler kapatılarak iş yükü de kalmaz milyonlarca dosya!!! Da olmaz. "Şu mektepler olmasa maarif bakanlığını ne kadar kolay yönetirdim" denilmesinin üzerinden tam Bir asır geçtikten sonra bugün mahkemeler kapatılarak yargının iş yükünü azaltma noktasına gelinmektedir. Esas amacın yargının iş yükünü azaltmak olarak belirlenmesi giderek yargının da çok gerekli olmadığı noktasına ulaşılır. Yargı'nın formalitelerden arındırılarak esas işini yapar hale getirilmesi olumlu olur. Ancak, uyuşmazlıkların çözümünü yargı dışına çıkarmak veya toplumsal huzur ve barış için gerekli olan düzenlemeleri kaldırmak faydalı sonuçlar yaratmaz.Yargının hızlanması için en acil iş hâkim, savcı ve yardımcı personel sayısını, mevcudun en az iki katına çıkarmaktır. Bununla birlikte hukuk fakültesindeki eğitimin standardını yükseltmek ve mesleğe hazırlıkta donanımını yükseltmektir. Yargılama görevi için uzman yetiştiren hukuk fakültesi yerine başkaca fakültelerden mezunların yargıç yapılması yanlıştır. Yargılama diyalektiğini bozar. Adaletin tecellisi yerine uzlaşmanı koyar. Ziraat, inşaat fakültesi mezunlarının öğretmen yapılmasından sonra, şimdi de yargıç, hâkim, avukat yapılmasından bir farkı olmaz. Siyasal bilgiler, idari bilimler, ekonomi, maliye fakültelerinde alınan hukuk eğitimi yetersizdir. Bu eğitim hukuk formasyonu edinmeye yetmez. Buna rağmen bu fakülte mezunlarının hakim olma oranındaki yüzde 20 kotasının dahi kaldırılması, bu mahkemelerin vasfına zarar verecektir. Bu durum yargılama felsefesine uymaz. Yüzde 20 kota uygulaması kabul edilemez iken tamamen kaldırılması sakıncalıdır.Bu görev için uzmanlık eğitimi veren hukuk fakültesi mezunlarının dışarıda kaldığı yargı örgütüne kamuoyunda zayıf olan güvenin bütünüyle yok olmasından endişe ediyoruz. Kurumlar arasında en az güven duyulan durumunda olması yargılamadan beklenen toplumsal fayda açısından vahimdir. Bunlar nazara alınarak, paketteki yüzde 20 kotasından vazgeçilmelidir.50 bin TL altındaki davalarda temyiz yolunun kapatılması haksız ve adaletsizdir. Alacak-borç ilişkisinde, Mevcut uygulamaya göre; adaletin bunlardan biri lehine zayıflatılması, Anayasanın 10. Maddesinden eşitlik ilkesine aykırıdır. Ev haczi ve karşılıksız kalan çek nedeniyle cezai yaptırımların kaldırılması karşısında alacaklının mağduriyetine yol açmayacak düzenleme yapılmaması yasalara olan güveni zayıflatacaktır.Özel yetkili mahkemelerdeki, "gizlilik kararının" 3 ay süreyle sınırlanması dahi, tutuklanan kişi ve avukatı yönünden büyük haksızlık oluşturmaktadır. Bu "gizlilik" tutuklanan kişinin hak ve hukukunun savunulmasını engellemektedir. Savcının bildiği gerekçeleri savunmanın bilmesinin engellenmesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 6. Maddesindeki "adil yargılama" ilkesinin açık ihlalidir. Süre kaldırılmalıdır.Tutukluluğa itiraz aynı adliyedeki başka bir yargıca yapılmaktadır. Toplumsal yapımız ve onun kişiler üzerindeki yansımaları nazara alınarak bu yöntemden vazgeçilmelidir. Bunun formaliteden ibaret kaldığı herkes tarafından bilinmektedir. Bunun yerine başka usuller tartışılmalıdır.Pakette bazı olumlu çözümler olsa da yukarıda belirtilen hususlardaki sorunlar mutlaka nazara alınmalıdır. Gözden geçirilmelidir. Bu tür düzenlemelerin Adalet Bakanlığı personellerinin önerilerinden ibaret kalmaması gerekir. Baroların, Türkiye Barolar Birliği'nin (TBB) Hukuk fakültelerinin görüşlerinin alınmaması yanlıştır. Değişiklik beklenen fayda yerine yeni sakıncalar doğurur. "Paket" bu yönüyle de yetersizdir.Kamuoyunun bilgilerine, saygıyla, sunarız. Av. Aziz ERBEK Adana Barosu Başkanı
Diğer Haberler