“Tüketicinin korunması, İnsanların korunması demektir”
15/03/2012
Toplumda yaşayan tüm bireyler nihai tüketicidir. Bu anlamda tüketicinin korunması demek bir ülkede yaşayan insanların korunması demektir.
Evrensel Tüketici Hakları 5 Temmuz 1986 tarihinde Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilmiştir.
Buna göre ;
1) Temel İhtiyaçların Karşılanması Hakkı: Barınma,ısınma, aydınlanma, içecek ve kullanacak su bulma,haberleşme, ulaşım tüketicilerin en temel ihtiyaçlarıdır. Her tüketici, bu temel ihtiyaçların karşılanmasını talep edebilir.
2) Sağlık Ve Güvenlik Hakkı: Satışa sunulan her türlü mal ve hizmetin insan yaşamı ve sağlığı açısından kullanıcısına zarar vermeyecek durumda olmasıdır.
3) Bilgi Edinme Hakkı: Tüketicinin mal ve hizmeti satın alırken doğru karar verebilmesinin sağlanması için tüketicinin gerekli bilgilere ulaşabilmesi ve zararlı, yanıltıcı reklamdan, etiketten, ambalajdan korunmasıdır. 4) Eğitilme Hakkı: Tüketicinin hak ve çıkarlarını koruyabilmesi, tüketici bilincine sahip olması için eğitim kurumlarında eğitilmesidir. 5) Zararların Giderilmesi Hakkı: Satın alınan mal veya hizmetten dolayı tüketicinin uğramış olduğu zararın giderilmesi, o mal veya hizmetin yeniden tüketiciye ulaştırılmasıdır.
6) Sağlıklı Bir Çevrede Yaşama Hakkı: Sağlık koşullarına uygun bir çevrenin oluşumunda ülke ve Doğal kaynakların doğru kullanımı ile çevrenin korunması, temiz ve sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere bırakılmasıdır. 7) Ekonomik Çıkarların Korunması Hakkı: Tüketiciye kıyaslama imkanı verecek çeşitte mal ve hizmetin en uygun fiyattan sunulması, satış sonrası her türlü teknik destek ve servisin tüketiciye ulaştırılmasıdır. 8) Seçme Hakkı: Tüketicilerin çeşitli ürün ve hizmetlere istedikleri zaman ulaşabilmeleri anlamındadır. Rekabetin tam olarak işlemediği pazarlarda devlet aksaklıların giderilmesi için yapacağı düzenlemeler ile uygun kalite ve fiyatlarda mal ve hizmetlerin tüketicilere sunulmasını sağlamalıdır. 9) Temsil Edilme, Örgütlenme, Sesini Duyurma Hakkı: Yukarıda sayılan hakların elde kullanılabilmesi, tüketicilerin haklarını koruyabilmeleri, mağduriyetlerinin giderilmesinde bir araya gelerek güç birliği oluşturmaları ve hükümetlerin ekonomik ve siyasi politikaların da dikkate alınma ve kamu kurumlarında temsil edilebilmesidir.
Tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ekonomik çıkarlarını korumak, aydınlatmak, eğitmek, zararlarını tazmin etmek, çevresel tehlikelerden korunmasını sağlayıcı önlemleri almak ve tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini özendirmek ve bu konudaki politikalarının oluşturulmasında gönüllü örgütlenmeleri teşvik etmek amacıyla çıkarılan "4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun" 08.03.1995 tarih de Resmi Gazetede yayınlanmış ve Kanun 08 Eylül 1995 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Tüketicinin Korunması hakkındaki Yasanın 1995 yılında yürürlüğe girmesi ile Ülkemizde "tüketici hakkı" gündeme gelmiş ve Yasanın uygulanmaya başlaması ile birlikte özellikle kapıdan satışlarda yaşanılan sıkıntılar zaman içersinde ortadan kalkmıştır.
Ne yazık ki Ülkemizde hala bu hakların tamamının sağlandığından bahsetmek mümkün değildir İnsanların en temel hakkı olan barınma hakkı sağlanamaması da, sağlık ve güvenlik hakkı ihlal edilmek de, eğitim kurumlarında "tüketici hakları" konusunda gerekli eğitimler verilmemek de, en önemlisi sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı sağlanmamaktadır.
Ayrıca Bankalar ya da bir kısım Kurumlar ve Kuruluşlar lehine yasal düzenlemeler yapılarak tüketiciler mağdur edilmektedir. Kredi kartları tüketiciler tarafından bilinçsizce kullanılmış, akabinde halk arasında bilinen "kredi kartları mağdurları" yaratılmıştır.
Bankalar tüketiciden her işlem için tüketicinin izni olmaksızın kart aidatı, yeniden yapılandırma ücreti, dosya masrafı adı altında bir takım kesintiler yapmaktadır.
Bu konuda Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2011 yılı kararları ile tüketici haklarına yön veren kararlar vermiştir.
Örneğin kredi kart kullanıcılarından alınan "yıllık kart aidatları" için geriye doğru 10 yıllık kart aidatlarının ilgili Bankalardan talep edebileceği kararı "tüketici hakları" için bir milat olmuştur.
Benzer şekilde bankaların tüketicilerden aldıkları dosya masrafı, yeniden yapılandırma ücreti, ipotek fek ücretlerini de Yargıtay 13.Hukuk Dairesi Kararları gereğince tüketiciler Bankalardan isteyebileceklerdir.
Tüketicilerin bankalardan olumsuz cevap almaları durumunda ikamet ettikleri kaymakamlıklarda ve illerde bulunan tüketici sorunları hakem heyetlerine başvuruda bulunabilirler.
Adana Barosu Tüketici Komisyonu olarak ; nihai tüketicinin Evrensel Tüketici Haklarının sağlandığı, koruma tedbirlerinin , tazminatlarının uygulandığı ve tüketicinin kendi haklarının neler olduğunun eğitimi için kendi üzerimize düşen görevleri yerine getirirken, bu yasal düzenlemelerin uygulanabildiği ve yeni mağdurların yaratılmadığı, ivedi çözümlerin sağlandığı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkımızın olmasını diliyorum.
ADANA BAROSU TÜKETİCİ HAKLARI KOMİSYONU KOORDİNATÖR ÜYESİ
GENEL SEKRETER Av. YASEMİN TANIR
Diğer Haberler