MİT TIR'ları haberleri nedeniyle 65 gündür tutuklu bulunan gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül hakkında başlatılan soruşturma tamamlandı. 473 sayfalık iddianamede, iki gazeteci hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor. Hükümeti yıkmaya teşebbüsle suçlanan gazetecilerle ilgili tek delil ise Dündar'ın 58 köşe yazısı. Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara temsilcisi Erdem Gül hakkındaki soruşturma tamamlandı. Adana ve Hatay'da durdurulan MİT TIR'larının silah taşıdığına ilişkin haberleri nedeniyle başlatılan 'terör' soruşturması kapsamında iki gazeteci hakkında biri ağırlaştırılmış 2 müebbet ve 35 yıla kadar hapis cezası talep edildi. İstanbul Başsavcı Vekili İrfan Fidan tarafından hazırlanan iddianamede Cumhurbaşkanı Erdoğan bir numaralı şikayetçi. İkinci müşteki ise MİT oldu. İddianamede Can Dündar'ın 58 köşe yazısı suç delili olarak yer aldı. Can Dündar ve Erdem Gül'e 'devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askerî casusluk amacıyla temin etmek ve açıklamak, cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs etmek ve silahlı terör örgütüne üye olmaksızın bilerek isteyerek yardım etme' suçlamaları yöneltildi. KÖŞE YAZILARINDAN DARBE ÇIKARDILAR Savcı İrfan Fidan'ın yazdığı iddianame 473 sayfadan oluşuyor. İddianamenin büyük bir bölümü Selam Tevhid, Tahşiye gibi soruşturmalarda görev alan polisler hakkında hazırlanan iddianamelerden yapılan alıntılar ve Dündar'ın kaleme aldığı 58 yazıdan oluşuyor. Öyle ki, Dündar'ın cezaevinde yazdığı 'Acemi casus' ve 'Para mektubunu unutturdu' başlıklı yazıları bile suç delili olarak iddianameye konuldu. İddianamede iki gazeteciye 3 suçlama yöneltiliyor. Bu kişilerin 17-25 Aralık, MİT TIR'ları ve Reyhanlı patlamasında 'özel bir saikle kendilerine verilen görev doğrultusunda hareket ettikleri' iddia ediliyor. Bununla ilgili hiçbir somut delil ortaya konulmazken, tek delil olarak köşe yazıları gösteriliyor. 17 ARALIK VE REYHANLI SUÇLAMASI İddianamede Can Dündar'a, 17 Aralık yolsuzluk operasyonu ve Reyhanlı patlamasıyla ilgili suçlamalar yöneltilmesi dikkat çekti. Savcı İrfan Fidan, Can Dündar'ın 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonundan önceden haberinin olduğu ve sözde terör örgütünün verdiği görevleri yerine getirdiğini iddia etti. Delil olarak ise Dündar'ın 3 Aralık 2013'te kaleme aldığı ve hükümeti eleştiren 'Siyasette nasıl geldiysen öyle gidersin' başlıklı yazısını gösterdi. Dündar'ın yolsuzluk operasyonundan haberinin olduğunu ileri sürdü. Ayrıca, Dündar'ın hazırladığı 17 Aralık belgeseli ile ilgili incelemenin devam ettiği ve belgeselin finansmanının nereden sağlandığına yönelik de MASAK araştırmasının sürdüğü ifade edildi. SELAM TEVHİD SORUŞTURMASIYLA BİRLEŞTİRME TALEBİ Mahkemenin iddianameyi incelemek için 15 günlük süresi bulunuyor. İddianame, Selam Tevhid Kudüs Ordusu terör örgütü soruşturmasını yürüttükleri için, haklarında dava açılan emniyet mensupları ve silah taşıyan TIR'lara ilişkin adli süreçte yer alan askerler hakkında açılan dava ile birleştirilmesi talebi ile İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. İddianame kabul edilirse Can Dündar ve Erdem Gül, Selam Tevhid soruşturmasını yürüten emniyet mensupları ve TIR'ları durduran askerler ile aynı davada yargılanacak. AB'den ilk tepki: Cezalar şoke edici Avrupa Birliği'nin Genişleme Komiseri Johannes Hahn, savcının Dündar ve Gül hakkındaki ağır ceza taleplerine Twitter'dan tepki gösterdi. Birkaç gün önce Türkiye'de resmi temaslarda bulunan Avusturyalı siyasetçi, "Cumhuriyet gazetecileri için istenen cezalarla şok oldum. Hukuk önünde eşitlik ve orantısallık olmazsa olmaz." ifadelerini kullandı.