Yargıçlar Sendikası adına yapılan açıklamada, "Mevcut hükümet, seçimden bu yana yetkisiz oluğu halde bürokrasiye atama yapmakta, YAŞ toplantısını yaptıktan sonra koalisyon görüşmelerini yapacaklarını açıklayarak her zaman olduğu gibi yine başta Anayasa olmak üzere tüm yasaları görmezden gelip demokrasi pahasına iktidarını sürdürme iradesini ifade etmektedir" denildi.Açıklamada ayrıca şu ifadelere yer verildi: "Sorunlar ve özellikle de terör sorunu, bütün sosyal, siyasal yapıların eşit düzeyde katılacağı çoğulcu bir ortamda tüm kamuoyu bilgilendirilerek ve tamamiyle hukuk içinde kalınarak çözülmeli, TBMM etkin ve barışçıl bir rol almalıdır.Kendi çocuklarını sırça köşklerde saklayanlar bizim çocuklarımızın şehitliğini yücelterek savaş çığırtkanlığı yapmaya son vermelidirler" Yargıçlar Sendikası adına yapılan açıklama şöyle:Hükümet olma değil devleti ele geçirme amacıyla hareket etmektedir.7 Haziran seçimlerinden bu yana 57, hükümetin kurulması görevi verildiği 9 Temmuz'dan beri ise 26 gün geçti.Mevcut hükümet, seçimden bu yana yetkisiz oluğu halde bürokrasiye atama yapmakta, YAŞ toplantısını yaptıktan sonra koalisyon görüşmelerini yapacaklarını açıklayarak her zaman olduğu gibi yine başta Anayasa olmak üzere tüm yasaları görmezden gelip demokrasi pahasına iktidarını sürdürme iradesini ifade etmektedir.Hükümet olma değil devleti ele geçirme amacıyla hareket etmektedir.7 Haziran'dan, özellikle de 9 Temmuz'dan bu yana geçen zaman içinde bir arpa boyu yol gidilmiş değildir.Siyasi iktidar Ana Muhalefet partisiyle hükümet ortaklığı çalışması yaparken başka bir muhalefet partisiyle yasama faaliyetlerinde çok çabuk ve kolay işbirliğine gidebilmektedir.3 Ağustosta başlayacak YAŞ toplantısından sonra hükümetin kurulabilmesi için kalan süre ne yazıkki çok az bir süredir.Geçtiğimiz 57 günlük süreç Cumhurbaşkanı ve hükümetin elbirliğiyle yürüttüğü bir süreçtir.İktidarını paylaşmak istemeyen ve şu an iktidarı kullanan siyasi parti, devlet olanaklarını istismar ederek hükümet kurma çalışmalarından kaçınmakta, seçimin yenilenmesine ve yeniden tek parti iktidarına zemin hazırlama gayretindedir.Bu maksatla seçim öncesi kamunun huzurunu bozan, güvensizlik yaratan bir kaç olay olmuş ise de 30 Temmuz Suruç katliamıyla birlikte 1990'lı yıllar hortlatılmış, ölüm ve baskın haberinin olmadığı gün kalmamıştır. O kadar ki 2 ton patlayıcı ile karakol baskını dahi terör tarihimizde yerini almıştır.Unutulmasın ki ölenlerin tamamı bu ülkenin yurttaşlarıdır.Diğer yandan terör örgütleriyle mücadele adı altında yurt dışı mevziilerine silahla müdahale, emperyal güçlere verilen destek kastını aşan bir hale gelmiştir ve ülkemizi içinden çıkamayacağı bir savaş haline sürüklemektedir.Gelinen noktada, şimdiye dek yapılan ve kandan beslenen hiç bir hükümet tasarrufunun Türkiye Cumhuriyeti Devleti yuttaşlarının hiç birisine fayda sağlamadığı, aksine ekonomik, sosyal ve siyasal bakımından oldukça zarar verdiği muhakkaktır.Yargıçlar Sendikası olarak diyoruz ki:Sorunlarımızın çözümü dışarıda değil içeridedir.Sorunlar ve özellikle de terör sorunu, bütün sosyal, siyasal yapıların eşit düzeyde katılacağı çoğulcu bir ortamda tüm kamuoyu bilgilendirilerek ve tamamiyle hukuk içinde kalınarak çözülmeli, TBMM etkin ve barışçıl bir rol almalıdır.Kendi çocuklarını sırça köşklerde saklayanlar bizim çocuklarımızın şehitliğini yücelterek savaş çığırtkanlığı yapmaya son vermelidirler.Bu bağlamda çatışmalara derhal son verilmeli, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'dan başlayarak, Reyhanlı'dan Suruç'a kadar yapılan katliamların, Ceylanpınar'daki polislerden Malazgirt'te katledilen binbaşı Arslan Kulaksız'ın faillerine kadar tüm sorumlular bir an önce tespit edip yargı önüne çıkarılmalıdır.Savaşa karşı, barış ve özgürlük ortamının, demokrasinin yeniden tesisi için hemen şimdi barış, her zaman barış diyor,Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunuyoruz.