Hukukun ve insan yaşamının olduğu her alandayız
Bu sloganla göreve geldiği günden bu yana bir çok başarılı çalışmalara imza atan Adana Baro Başkanı Avukat Veli Küçük ile haber merkezimiz bir araya geldi. Hatırlayacağınız gibi katılımcı, etkin ve güçlü bir baro için aday olduğunu açıklayan Avukat Küçük, Baro Başkanı olduğu günden bu yana “Baroyu bir adım daha ileri nasıl taşırım” düşüncesinde.
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, Başkanlık sisteminden, baronun faaliyetlerine kadar gündeme dair önemli konularla ilgili görüş ve düşüncelerini 5 Ocak okurları ile paylaştı.
5 Ocak özel haber
ENGELLİ VATANDAŞLARA KISITLAMASIZ ADLİ YARDIM
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, engellilere yardım konusunda farkındalık yarattıklarını vurgulayarak, “Geçtiğimiz dönemde, biliyorsunuz adli yardım hizmetlerimiz var. Ekonomik durumu uygun olmayan yurttaşlarımızın hukuksal yardım almaları için kurulan bir birim. Biz bu birimde Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. Engelli vatandaşlarımızla ilgili konu kısıtlaması olmaksızın her konuda hukuksal yardım veriyoruz. Böyle bir pozitif ayrımcılık yapıyoruz Baro olarak. Engellilerle ilgili farkındalık eğitimi de yapıyoruz. Genç engelli arkadaşlarımız da söylüyorlar “biz merhamet istemiyoruz biz adalet istiyoruz” diyorlar. Biz kurumsal anlamda bir birliktelik oluşturduk baro olarak engellilerimize yardımda bulunacağız.” dedi.
PARTİLİ CUMHURBAŞKANI DEMOKRASİ GELENEĞİMİZE UYMAZ
“Bu bir rejim tartışması mıdır yönetim tartışması mıdır öncelikle bunu konuşmalıyız. Bana göre katılımcı demokrasiyi tamamen devre dışı bırakmaktır bu sistem.” diyen Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, mecliste görüşmeleri süren yeni anayasa değişikliğine ilişkin, “Anayasa değişikliğinin, toplumun tüm kesimlerinin hazırlık, tartışma ve değerlendirme sürecine dahil edileceği demokratik, özgürlükçü, evrensel insan haklarına dayalı, ülkemizdeki bütün farklılıkları ve zenginlikleri gözeten bir anlayış ile yapılması gerekir. Mevcut değişiklik önerisinin içeriği ülkemizde yaşanan sorunların çözümüne katkı sunmayacak aksine yeni sorun alanları ve tehlikeler yaratacak niteliktedir. Ülkemizin 143 yıllık parlamenter sistem geleneğine ve demokrasi genetiğine uymayan, aynı zamanda halk iradesinin ön önemli yansıması TBMM’yi üçüncü dereceye iten dünyada örneği olmayan bu sistem “Türk tipi başkanlık modeli” olarak nitelenebilecektir. Ülkenin tüm yönetiminin tek bir kişiye bağlanması, kuvvetler ayrılığı ilkesinin, kuvvetler birliğine dönüşmesine yol açan, yargı bağımsızlığını tek bir kişinin iradesine bırakan ve dayatma anlayışı ile resmileştirilmeye çalışılan bu düzenleme meşru değildir ve kabul edilemez. Siyaset ve partiler üstü bir anlayış ile tarafsız olması gereken Cumhurbaşkanının yakasında bir parti rozetinin olması ve tüm yetkileri tek elde toplaması gelişmiş ve katılımcı demokrasi anlayışı ile bağdaşmaz.”
GELİŞMİŞ HUKUK DEVLETİ VE KATILIMCI DEMOKRASİ ANLAYIŞI
“Kabul edelim veya etmeyelim, Türkiye'nin, en önemli sorunu güvenlik ve terör sorunu iken, ayrılıkçı, bölücü ve köktendinci terörün her türlüsü ülkemizde yaşanmakta iken, mülteciler meselemiz bütün çözümsüzlüğüyle ortada dururken, Avrupa Birliği'ne üyelik süreci, komşularımızla ilişkilerimiz ve yaşadığımız coğrafyadaki kangren olmuş sorunlar kucağımızdayken; bütün enerjimizi akşamdan sabaha değişen sistem tartışmalarıyla harcama lüksümüz bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanlığı siyaset ve partiler üstü, aynı zamanda toplumun tamamını temsil eden sembolik bir makamdır. Ana kurucu unsurunun yasama meclis olması gelişmiş hukuk devleti ve katılımcı demokrasi anlayışı açısından daha doğrudur. Ülkemiz yasama, yürütme ve yargının kuvvetler ayrılığına dayalı parlamenter sistem ile birbirini denetlediği, kontrol mekanizması oluşturduğu bir sistemin bugüne kadar hiçbir zararını görmemiştir” açıklamalarını yaptı.
ENDİŞE YAŞIYORUM
“Türkiye’nin her tarafında bölgesel değil genel bir olağanüstü hal var. Olağanüstü Hal içerisinden geçen bir ülkede anayasa değişikliği, 93 yıllık cumhuriyet kazanımlarını meclis halk iradesini ortaya koyma anlamında bir kenara bırakmak bizim genetiğimize uygun değil. Başkanlık sistemini tehlikeli buluyorum. 15 yıllık süreçte her geçen gün bir adım daha ileriye giden otoriter ve totaliter uygulamaları da daha da cesaretlendireceğini ve sorunların daha da büyüyeceğinin endişesini yaşıyorum.”
MEŞRU DEĞİL
“OHAL kapsamında referanduma gidilmesi ve anayasa değişikliği kanuna uygun mudur” sorusuna yanıt veren Baro Başkanı Av. Veli Küçük, “Kanunen uygun mu hukuki mi ayrı kavramlar, meşru değil. Biz sık sık kullanırız şu ifadeyi ‘bırakın hukuk devleti olmayı kanun devleti dahi olamadık.’ Ben meclisle ilgili şu ifadeyi kullandım “meşru değil” bakın yaptığınız iç hukuk sistemi anlamında yasal prosedüre uygun olabilir ama evrensel hukuk kurallarının temel ilkelerine uygun değilse kanuna uygun olsa bile hukuka uygun değildir. Bu nedenle meşru değildir. Anayasalar toplumsal uzlaşma metinleridir. Ve toplumun tabanından değişiklikler, talepler geldiğinde değiştirilir. Yoksa yukardan birisi ben sistemi değiştirmek istiyorum bizim yapımıza daha uygun istikrarı getirecek gibi nedenlerle tek bir kişi üzerine yapılan çalışmalar meşru olmaz. Hele hele olağanüstü hal gibi hukuksal niteliği tartışılan hak ve özgürlüklerin ciddi ölçülerde kısıtlandığı dönemlerde bu değişikliğin aleyhine olan bu değişikliği doğru bulmayan düşüncelerin kendisini yeteri kadar ifade edemediği bu ortamda, bu düzenleme meşrutiyetini tamamen yitirir.”
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE VATANDAŞLARA YARDIM İÇİN HAZIRIZ
Adana’da kentsel dönüşümü değerlendiren Baro Başkanı Av. Küçük, “ Bazı bölgelerde rantın daha üst seviyeye çıkarılmaya çalışıldığını hep birlikte görüyoruz. Dikey yapılaşma beraberinde bir çok sorunu da getiriyor. Yurttaşa ulaşma noktasında, alacağı hizmet noktasında belediyelere görevler düşüyor. Biz de Kentsel dönüşüm ile ilgili yurttaşların bir problemi olduğunda kurmuş olduğumuz komisyonumuz aracılığıyla yardıma hazırız” diye konuştu.
KAMUOYU VİCDANI RAHATLATILMALI
“4 bine yakın açığa alınan ve 3 bin 500 civarında tutuklu hakim ve savcılar var. Hakimler, savcılar tutuklanmaz mı varsa somut delil tabiki tutuklanır suçla suçluyla devlet elbette mücadele edecektir fakat kamuoyunu ilgilendiren ciddiyet ve önemde unsurlar var ise o zaman kamuoyuyla belirli ölçülerde paylaşılmalı ve kamuoyu vicdanı rahatlatılmalıdır. Şeffaf, denetlenebilir devlet modeli bunu gerektirir.”
TERÖR TOPLUMUN KANAYAN YARASI
“Yaşadıklarımız toplumsal şüpheciliğimizi arttırdı. Herkes ne ile suçlandığını bilmeli varsa delilleri öğrenebilmeli haklarını savunabilmeli geriye dönük her dava kararı artık tartışılıyor insanlar şunu söylüyor ; ‘benim bu davamın kararını veren hakim FETÖ’cü çıktı tutuklandı davamın yeniden görülmesini istiyorum ben de FETÖ mağduruyum’. Bu işin içinden nasıl çıkılar siz söyleyin”
TEMEL SORUN GÜVEN ORTAMININ OLMAMASI
“Bakın temel sorun güven ortamının olmaması bu tablonun temel nedeni budur. Bunu da kim getirdi güven ortamının olmadığı bir zamanda haydi sistem değişikliğine gidelim diyen siyasi iktidar. Tansiyon düşürülmesi gerekirken yükseltilmesi bu sonuçları doğurdu. Dövizdeki artışın nedeni de budur. Basın da baskı ve tehdit altında.”
TOPLUMSAL OLAYLARDA MAĞDUR OLAN YURTTAŞLARA HİZMET ETMEYE DEVAM EDİYORUZ
Adana Baro Başkanı Av. Veli Küçük, adli yardım, CMK ve mülteciler ile toplumsal olaylarda mağdur olan yurttaşlara yönelik de hizmetlerin devam ettiğini, aynı zamanda komisyonların insan hakları, cinsel ayrımcılık, kadına yönelik şiddet ile ilgili de eğitim çalışmalarının da sürdürdüğüne vurgu yaparak, “Adli yardım komisyonunun 2016 yılı 120 erkek 486 kadın toplam 606 kişiye hukuksal hizmet verdi. Bu döneme ait toplam 3’ü kadın olmak üzere 36 Suriyeli mülteci de baroya başvurdu. Suriye politikasındaki yanlışlar oradaki iç karışıklığı ülkemize taşıdı ve bugün yaşadığımız bölücü ayrılıkçı terörün tırmanmasının temel nedeni budur. Askerlerimiz şehit oluyor, nerede El-Bab’da. Türkiye bana göre hiç de taraf olmadığı bir savaşın içerisine girerek savaşın faturasını bizler ödüyoruz.”
SLOGANIMIZ: HUKUKUN VE İNSAN YAŞAMININ OLDUĞU HER ALANDA OLACAĞIZ
Aladağ yangınından sonra biz Toplumsal Olaylara Müdahale ve Davaları Takip Kurulu TOMAK oluşturduk. Bu kurulumuz bu tür davalarda tecrübeli isimlerden oluşuyor bu kurulumuz. Son olarak, “faaliyetlerimiz noktasında biz sosyal ve kültürel alanda, insan yaşamının var olduğu her alanda Adana Barosu’nu taşımaya kararlıyız. Spordan kültür sanata, mesela bizim tiyatro topluluğumuz var. Türkiye Barolar Birliği’nin ilk tiyatro festivalini biz Adana’da yaptık. 6 yıl boyunca her yıl yeni bir oyun sergiliyor bizim tiyatro topluluğumuz. Müzik topluluklarımız var. Oda koromuz var spor takımlarımız turnuvalarımız var. Bir çok alanda faaliyet gösteren geniş bir yelpazesi olan bir kurumuz. Sloganımız hukukun ve insan yaşamının olduğu her alanda olacağız.” (Haber merkezi)