Adana Baro Başkanı Av. Mengücek Gazi Çıtırık : '' Ensar Vakfı Başkanının açıklaması ; üzüntü veren , talihsiz ,haddini ve hakkını bilmeyen bir açıklamadır'' 21.04.2016 Adana Baro Başkanı Av. Mengücek Gazi Çıtırık, Ensar Vakfı Başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu'nun, Karaman Ağır Ceza Mahkemesinde dün duruşması yapılan ve karara bağlanan çocuklara yönelik cinsel istismar davasında katılma talebinde bulunan ve sanığın dışında, gözetim ve denetim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler hakkında da dava açılması yönünde 'tevsii tahkikat' taleplerini dile getiren baro temsilcileriyle ilgili olarak, "Barolar ve bu düşüncede olan sivil toplumdan müdahillik talebinde bulunan, ortak hareket eden herkesin düşüncesi, adeta duruşmayı sabote etmekti. Yargılamanın uzun sürmesi ve dosyanın kapanmaması için tahkikatın genişletilmesi talebinde bulunanlar hakkında hukuki süreç başlatacağız'' sözlerine tepki gösterdi. Av. Çıtırık, konuyla ilgili yazılı açıklamada, "Üzüntü veren , talihsiz ,haddini ve hakkını bilmeyen bir açıklamadır. Karaman'da yaşanan ve toplumda büyük infial uyandıran çocuklarımıza yönelik cinsel istismarın üç yıl sürdüğü ,yargılamanın ise bir günde tamamlanarak dosyanın karara bağlanması bazı soruları ister istemez gündeme getirmektedir.Anayasanın 41.maddesi devletin, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alacağı düzenlenmiş. TBMM tarafından 1995'de onaylanarak yürürlüğe giren BM Çocuk Hakları Sözleşmesinin ilgili hükümlerinde kamusal,özel,sosyal yardım kuruluşları ,mahkemeler,idari makamlar ve yasama organlarının çocuğu ilgilendiren tüm faaliyetlerde çocuğun üstün yararını esas alacağı, yine Çocuk Koruma Kanunu uyarınca korunmaya ihtiyacı olan ve suça sürüklenen çocukların korunması,haklarının ve esenliklerinin güvence altına alınması, bedensel,zihinsel,ahlaki,sosyal ve duygusal gelişimine engel olacak ihmal ve istismarın ortadan kaldırılması konusunda devlete pozitif yükümlülükler yüklenmiştir"Karaman'da Ensar Vakfı ve Kaimder'e ait yurtlarda üç yıl süre ile devam eden cinsel istismar olgusunun ortaya çıktığı günden itibaren , siyasi iktidar ile algı operasyonlarıyla topluma yön vermeye çalışan yandaş medya olayın vehametinden ,toplumda uyandırdığı infialden,yaşamalarından silinmesi çok zor olan bu durumu yaşayan çocuklarımız ve aileleriyle ilgilenmek yerine ,kurum ve kuruluşları koruyan açıklama ve haberler yapılmıştır""BAROLAR VE AVUKATLAR TOPLUMUN SESİDİR"Mahkeme heyetinin daha yargılama başlarken, ''vereceğimiz karar hazır ' demesinin yargılamaya gölge düşürdüğünü aktaran Av. Çıtırık, "Avukatlar ; yurttaşın hak arayışın ve adalete erişiminin temsilcileridirler. Barolar da avukatların örgütlü sesidir. Avukatlık Yasasının 76.ve 95.maddeleri uyarınca hiçbir örgütlenmeye verilmeyen görev, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları içerisinde barolara verilmiştir. Bu görev ; hukukun üstünlüğünü, insan haklarını korumak,savunmak ve bu kavramlara işlevsellik kazandırmaktır.Bu vahim ve üzücü olay karşısında 31 baro başkanlığı ( baromuzun da içinde olduğu) duruşmada , dava ve duruşmalara katılma talebinde bulunmuş ve mahkeme başkanlığınca da bu talep kabul edilmiştir. Katılma talepleri kabul edilen barolarımız, sanığın dışında yaşanılanlarda ihmali, kusuru bulunan kurum yöneticilerinin de hakkında dava açılması ve soruşturmanın genişletilmesi yönünde talepte bulunmuşlardır. Bu talepleri dile getirmek, CMK ve diğer düzenlemelerle katılan tarafın en doğal hakkıdır.Yerel mahkeme ,bu talepleri reddetmiştir.Daha yargılama başlarken, ''vereceğimiz karar hazır ' denilerek heyet, yargılamaya gölge düşürmüştür.Ayrıca olayla ilgili vakıf hakkında soruşturma devam etmektedir. Yöneticilerin kusurlu bulunma olasılığı varken, Ensar Vakfının katılma talebinin kabulü de hukuka uygun değildir. Tüm bu gelişmeler karşısında baroları duruşmayı sabote etmekle suçlayan,yargılamanın uzun sürmesi için uğraştıklarını dile getiren,davanın kapanmaması için bunun yapıldığını dile getiren Ensar Vakfı Başkanı Av.İsmail Cenk Dilberoğlu'nu kınıyoruz, protesto ediyoruz. Açıklamasını talihsiz,üzüntü verici,haddini bilmeyen bir açıklama olarak nitelendiriyoruz. Karaman Dosyası sadece bir sanığın üzerine bırakılamayacak kadar derin bir dosyadır. Denetim ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmeyenlerin de üç yıl süre ile haberli ya da habersiz süreci izleyenlerin de yargılandıkları zaman kamuoyu vicdanı tatmin olacaktır.Kamuoyuna saygı ile sunarım"