“DÜNYA ÇOCUK GÜNÜ” NEDENİYLE BASIN AÇIKLAMASI
07/10/2013
Birleşmiş Milletler (BM), dünya çocuklarının refah seviyesini yükseltebilmek amacıyla 14 Aralık 1954 tarihinde, her Ekim ayının ilk Pazartesi gününü "Dünya Çocuk Günü" olarak ilan etti.
Dünya çocukları bugünü çeşitli etkinliklerle kutlarken, Türkiye'de yaşayan çocukların büyük bir kısmı ya ekonomik sıkıntılardan dolayı çalışıyor ya da yaşlarından büyük aldıkları cezaların bitmesini bekliyor. Çocuklarla ilgili olarak yapılan araştırmalar ve istatistikler de çocukların yaşadığı bu sıkıntıların boyutunu gözler önüne seriyor. Türkiye İstatistik Kurumu'nun 2013 Nisan ayında çocuk işgücüne ilişkin yayınladığı raporda, Türkiye'deki çocuk nüfusunun Aralık 2012 itibariyle 15 milyon 247 bin olduğuna yer verilirken, çalışan çocuk sayısının ise 893 bin olduğu bilgisine yer verildi. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından 12 Haziran Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü nedeniyle yayımlanan raporda dünyada 10 milyon çocuğun tehlikeli ve kimi zaman köleliğe varan şartlarda hizmetçi olarak çalıştırıldığı açıklanmıştı. Yılda 150 bin çocuğun cinsel istismara uğradığını, bunun ancak yüzde 20 civarındaki kısmının mahkemelere yansıdığı görülmektedir.
Adalet Bakanlığı verilerine göre, 2011'de tam 40 bin çocuk taciz, tecavüz ve istismara uğramış. İstanbul'da 2011'de 1486 tecavüz, 2 bin 488 çocuk istismarı, 2 bin 223 taciz davası açılmış. Ankara'da 1162 çocuk istismarı, 566 tecavüz ve 62 taciz davası açılmış. İzmir'de ise 568 tecavüz, 981 istismar ve 901 taciz davası açılmış. İlimizde 461 tecavüz, 656 çocuk istismarı ve 291 taciz davası açıldı. Çocuk istismarına karşı diğer ülke yasalarının düzenlediği cezalarla karşılaştırınca, Türkiye'deki ceza sürelerinin, standardın çok altında olduğu gözüküyor. Bu gerçekten insanı dehşete düşüren bir durum. Bunu önlemek için herkese görev düşmektedir.
Her çocuk, kendi iyiliği için gereken himaye ve bakımdan yararlanma, maddi ve manevi varlığını geliştirme, görüşlerini serbestçe açıklayabilme; cinsel sömürü, şiddet, her türlü kötü muamele ve istismardan korunma, aile içinde yaşamını (hayatını) sürdürme, kendi menfaatine açıkça ters düşmedikçe ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma, anne ve babasını bilme, aile ortamından ayrılması halinde uygun bakımdan yararlanma; barınma, eğitim, temel sağlık ve sosyal hizmetlerden faydalanma hakkına sahip olmalıdır. Devlet, bu hakların kullanımına ilişkin her türlü önlemi de almalıdır.. Çocukla ilgili her durumda çocuğun üstün yararı gözetilmelidir. Çocukla ilgili kararların alınmasında çocuğun katılımı sağlanmalıdır. Çocuğun tutuksuz yargılanması esas olmalı. Tutukluluk veya hükümlülük hallerinde çocuk, yetişkinlerden ayrı olarak ve yaşına uygun kurumlarda bulundurulmalıdır.
Ülkemiz, çocukların sağlıklı, mutlu ve huzurlu yetişebilmeleri için eğitime bütçeden ayrılan payın daha da artırılması, 4+4+4 olarak bilinen eğitim anlayışından da mutlaka vazgeçilmelidir. Çocuk işçiliğinin önüne geçilmeli, çocuğun emeğinin, bedenin sömürülmesine engel olunacak her türlü yasal düzenleme uygulamaya geçirilmelidir.
Adana Barosu Çocuk Hakları Komisyonumuz, ilimizde çocuk işçiliğinin önüne geçilmesi, uyuşturucu bağımlısı çocukların topluma yeniden kazandırılması ve ilköğretim okullarında çocukların hakları ile ilgili toplantılar düzenleyerek çocuklarımızın bilinçlendirilmesine katkı sağlamaktadır ve sağlamaya da devam edecektir.
"Dünya Çocuklar Günü"nü kutlar, tüm dünya çocuklarına, mutlu ve sağlıklı uzun ömürler dileriz.
Kamuoyuna saygıyla sunarız.
ADANA BARO BAŞKANLIĞI
Diğer Haberler