ÇOCUĞA YÖNELİK CİNSEL İSTİSMARA TOLERANS GÖSTERİLMESİ
10/07/2014
ÇOCUĞA YÖNELİK CİNSEL İSTİSMARA
TOLERANS GÖSTERİLMESİ KABUL EDİLEMEZ
Bilindiği gibi, 09.07.2014 tarihinde, bazı internet haber sitelerinde 6, 7 ve 10 yaşındaki üç kardeşin 3 polisin yıllarca tecavüzüne uğradığı haberi kamuoyuna yansımış ve çocukların, yaşadıklarını babalarına anlatması ve babanın, şikâyetçi olması üzerine başlatılan soruşturmada, polisler için takipsizlik kararı verildiği gibi, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından çocuklar için herhangi bir koruma kararı başvurusunda da bulunulmadığı belirtilmiştir.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından çocuk istismarı şu şekilde tanımlanmaktadır: "Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek uygulanan tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir."Çocuk istismarı; fiziksel ya da psikolojik olarak bir çocuğa bir yetişkin tarafından kötü davranılmasıdır. Ayrıca çocuklara kötü muamele, çocuk istismarı ve ihmali ile çoğu zaman eş anlam taşır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 41. maddesine göre, "Devlet, her türlü şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır." Diyarbakır'da yaşandığı iddia olunan bu çocuk istismarının faillerinin tespit edilerek haklarında gerekli yasal işlemin derhal başlatılması, tüm yetkililerin Anayasal sorumluluğudur.
Yine, ülkemizin taraf olduğu ve iç hukuk normu olan Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 19. maddesi uyarınca, "Bu Sözleşmeye Taraf Devletler, çocuğun bedensel veya zihinsel saldırı, şiddet veya suiistimale, her türlü istismar ve kötü muameleye karşı korunması için; yasal, idari, toplumsal, eğitsel bütün önlemleri alırlar. Bu tür koruyucu önlemler; çocuklara kötü muamele olaylarının önlenmesi, belirlenmesi, bildirilmesi, yetkili makama havale edilmesi, soruşturulması, tedavisi ve izlenmesi için gerekli olduğu takdirde adliyenin işe el koyması olduğu kadar, durumun gereklerine göre çocuğa gereken desteği sağlamak amacı ile sosyal programların düzenlenmesi için etkin usulleri de içermelidir."
Kaldı ki, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 4. maddesi uyarınca, çocuğun haklarının korunması amacıyla; çocuğun yaşama, gelişme, korunma ve katılım haklarının güvence altına alınması, çocuğun yarar ve esenliğinin gözetilmesi, soruşturma ve kovuşturma sürecinde çocuğun durumuna uygun özel ihtimam gösterilmesi, başta güvenlik güçleri olmak üzere, adli ve idari teşkilat içerisinde her kademede görev yapan herkesin aslî görevidir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine yazılı soru önergesiyle taşınan bu elim olayla ilgili olarak Diyarbakır Valiliği tarafından yapılan basın açıklamasında, haberlere konu olan iddiaların "insanlık ayıbı" olduğu, kim tarafından işlenirse işlensin tüm yasal işlemlerin başlatıldığı bildirilmiştir.
Hâl böyleyken, tüm ulusal ve uluslararası hukuk normlarını hiçe sayar bir biçimde, 6, 7 ve 10 yaşındaki üç kardeşin 3 polisin yıllarca tecavüzüne uğradığı ve noksan soruşturma neticesinde şüpheliler hakkında takipsizlik kararı verildiği haberi, T.C. Anayasası'nın 41. maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 19. maddesi ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 4. maddesinin emredici hükümlerine açıkça aykırı olup Adana Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak geleceğimizin teminatı olarak gördüğümüz çocuklarımıza yönelen cinsel, fiziksel ve duygusal şiddetin her türlüsünü kınıyor, yaşanan bu çocuk şiddetinin son olması dileğiyle bu elim olayın faillerinin tespit edilerek haklarında gerekli yasal işlemin derhal başlatılmasını ve aşağıdaki soruların bir an evvel yanıtlanmasını yetkililerden talep ediyoruz.
Böylesine korkunç bir olay hakkında herhangi bir idari işlem yapılacak mıdır?
Üç yıl boyunca devam eden sistematik tecavüze, istismara kaç polis memuru karışmıştır?
Halen aynı yerde görev yapmaktalar mı?
İsmi geçen polis memurları F.B, A.Ç. ve O.K. görevde tutulmaya devam edilecek midir?
Zanlı polis memurları şu anda nerede, hangi kademelerde görev yapmaktadırlar?
Çocuklarının maruz kaldığı tecavüzleri yargıya taşıyan baba kimler tarafından tehdit edilmiştir?
Bununla ilgili bir soruşturma başlatılacak mıdır?
Adli Tıp Kurumu'nun söz konusu olay konusunda polis memurlarını korumaya yönelik bir rapor sunduğu iddiaları doğru mudur?
Söz konusu olayın adli merciler tarafından tekrar ele alınarak zanlıların en ağır biçimde cezalandırılması için gerekli soruşturma yürütülecek midir?
Cinsel istismara maruz kalan çocukların ve olayı yargıya taşıdığı için tehdit edildiğini ifade eden babanın korunması için herhangi bir girişimde bulunulacak mıdır?
Bu korkunç olayın zanlısı olan polis memurları kimler tarafından korunmuştur?
Üç yıl devam eden sistematik tecavüzden, zanlıların sıralı amirlerinin haberlerinin olmaması mümkün müdür? Olaya göz yuman amirler hakkında ayrıca bir idari soruşturma başlatılacak mıdır?
Av. Veysel TUNCİL
Adana Barosu Çocuk Hakları Komisyonu
Diğer Haberler