"Bu Açıklama Yargıyı Yürütmenin Her Türlü Müdahalesine Açık Hale Getirmiştir"
06/07/2015
Adana Barosu Başkanı Av. Mengücek Gazi Çıtırık, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit'in "Cumhurbaşkanı HSYK'da daha etkili olabilir" önerisine tepki gösterdi.
BAROTÜRK Özel Haber
Konuyla ilgili BAROTÜRK'e değerlendirmede bulunan Adana Barosu Başkanı Av. Mengücek Gazi Çıtırık, şu ifadeleri kullandı;
"Yargıtay Başkanı'nın açıklaması, son derece talihsiz ve üzüntü veren bir açıklamadır.
HSYK'nın yapısında 2010 yılındaki referandumla getirilen değişiklikler, yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını daha da tartışılır bir hale getirmiş,yargı üzerinde vesayet oluşturulmuş, yargı iktidar mücadelesinin aracı haline getirilmiş ve topluma mesaj yargı üzerinden verilmeye devam etmiştir.
HSYK'da Adalet Bakanı ve Müsteşarının üyeliğinin son bulması yönünde değişikliklerin yaşama geçmesinin istendiği bir dönemde, Adalet Bakanı'nın ya da Cumhurbaşkanı'nın HSYK'da daha etkin hale getirilmesini istemek ve bunu Yargıtay Başkanının dile getirmesi kadar üzücü ve talihsiz bir durum yoktur.
Hukuk devletinin, parlamenter demokratik rejimin, kişi hak ve özgürlüklerinin güvencesi olan, erkler arasında fren ve dengeleme mekanizmasını sağlayan kuvvetler ayrılığının kaldırılarak, yargının yürütmenin (icranın) her türlü müdahalesine açık hale getirilmesinin beyan edilmesi son derece düşündürücüdür.
Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'ya göre görev ve yetkileri bellidir. Hatta bu yetkiler, parlamenter demokratik rejimden çok, yarı başkanlık rejimine özgü görev ve yetkilerdir. Yine sembolik bir makam olması gereken, anayasal erkler arasındaki koordinasyonu sağlaması gereken Cumhurbaşkanı'na bu tür yetkilerin verilmesi yerinde olmaz, doğru olmaz.
Yargıya güveninin kalmadığı, yargıç ve savcı güvencesinin bulunmadığı, Anayasa 138.maddenin sadece Anayasa metninde kaldığı, uygulanmasının son bulduğu, görevini yerine getiren yargıç ve savcıların verdikleri kararlardan dolayı tutuklandıkları, meslekten ihraç edildikleri, yargının siyasi iktidar için ayakbağı, engel olarak görüldüğü, yurttaşın kişi güvenliği ve özgürlüğünün kalmadığı, hesap verilebilirlik ve denetlenebilirlik ilkelerinin uygulamadan kalktığı bir dönemde yargı görevini yerine getirmekte olanlara düşen, yargıya siyasetin ve yürütmenin müdahalesini istemek değil, siyaset ve yürütme karşısında omurgalı tavır ve duruş sergilemektir."
Diğer Haberler