BASIN AÇIKLAMASI
04/12/2012
Bundan 78 yıl önce bugün, Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının verilmesiyle, Türkiye Cumhuriyeti dünyaya öncülük edecek bir karara imza atmıştır. Ancak, aradan geçen yıllar içerisinde TBMM'de, eşit temsil ve katılım anlamında gerilediği görülmektedir.
Anayasanın 10. Maddesine göre: "Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz." düzenlemesi kadın-erkek eşitliğini perçinlemesi yönüyle yerindedir. Ancak bu eşitliğin kağıt üzerinde kalmaması, toplumsal yaşantının her alanına yansıması gerekmektedir.
Kuzey Avrupa ülkeleri ile Nikaragua, Küba gibi sosyalist mücadelenin yükseldiği ülkelerde, kadının parlamentodaki temsili oranı yüzde 40'ın üzerindedir. Kadının siyasi temsilinin görece yüksek olduğu diğer ülkelerin çoğunun, yine Avrupa ve sosyalist mücadele geleneği olan çevre ülkeler olduğu dikkat çekiyor. Türkiye ise 78 kadın milletvekili ile TBMM'de yüzde 14 oranında kadınlarımızın temsil olanağı bulabildiği bir ülke konumundadır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, eşdeğer işlerde çalışan kadınlar, erkeklerin ancak yüzde 46'sı kadar ücret almaktadır. Türkiye ekonomisinin son on yılda yakaladığı hızlı büyüme oranlarının, istihdama özellikle ise kadın istihdamına aynı ölçüde yansımadığı görülmektedir. Yine TÜİK'in son olarak yayınladığı Ağustos 2012 verilerine göre, Türkiye genelinde kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 30 olarak gerçekleştiği görülmektedir. Yani çalışma yaşındaki her yüz kadından 30'u istihdam edilmektedir.
Ayrıca toplumsal yaşantımızda kadın üzerindeki erkek egemenliği, kadına yönelik şiddet, tecavüz, taciz ve cinayetler günbegün artarak devam etmektedir. Kadın, tüketim toplumunda cinselliğin aracı olarak görülmektedir. Kadının bedensel ve cinsel yönden sömürüsü de kaygı verici boyuttadır. Bu nedenle toplumsal yaşantımızın her alanında kadına olanak ve fırsat eşitliği sağlanarak hak ettiği yere gelmesi için mücadele edilmelidir. Özellikle siyasi temsilde kadınlarımızı vitrin malzemesi olmaktan çıkartmak gerekmektedir.
Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 1935 yılında yaptığı konuşmada: "Türk kadını bu sefer de milletvekili seçme ve seçilme suretiyle haklarının en büyüğünü elde etmiş bulunuyor. Medeni memleketlerin birçoğunda kadından esirgenen bu hak, bugün Türk kadının elindedir ve Türk kadını onu yetki ve liyakatla kullanacaktır." diyerek Ulusal Kurtuluş Savaşı'na her türlü katkısını koyan Türk kadınının, Cumhuriyet rejiminde de önemli görevlerin üstesinden geleceğine olan inancını ortaya koymuştur.
Kadınlarımızın, çağdaş demokrasilerdeki gibi daha yüksek oranlarda temsil edilebildiği bir TBMM özlemiyle bu anlamlı günü en içten duygularımla kutluyorum, kamuoyuna saygılarımla sunarım.
Av. Mengücek Gazi ÇITIRIK
Adana Barosu Başkanı
Diğer Haberler