BARODAN HABERLER

BAROMUZDA “HAYVANLARI KORUMA KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN” İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI GERÇEKLEŞTİRLDİ

129 görüntülenme
30/01/2025
BAROMUZDA “HAYVANLARI KORUMA KANUNU’NDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN” İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI GERÇEKLEŞTİRLDİ

ADANA BAROSU HAYVAN HAKLARI KOMİSYONU BAŞKANI AV. MELİKE YILMAZ, “ANAYASA MAHKEMESİ YAŞANAN KATLİAMLARA BİR AN EVVEL ‘DUR’ DEMELİDİR”

02.08.2024 tarihinde yürürlüğe giren, 7527 Sayılı “Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”a karşı yaşamı savunmak ve AYM’ye çağrıda bulunmak adına Barolar tarafından Türkiye genelinde ortak basın açıklaması gerçekleştirildi.

Adana Barosu Avukatlar Salonu'nda yapılan basın açıklamasında Baro Başkanımız Av. Volkan Böke, Başkan Yardımcımız Av. Hüseyı̇n Saygılı, Saymanımız Av. Zülal Elmalı Erdem, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Av. Barış Soğukpınar, Av. Maı̇de İncesoy, Av. Özgür Barış Tellı̇, Av. Denı̇z Gökçe Kavaklı, Adana Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Melike Yılmaz, komisyon divanı ve üyeleri ile birlikte çok sayıda meslektaşımız yer aldı.

Ortak basın metnini Adana Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı Av. Melike Yılmaz okudu.

Baro Başkanımız Av. Volkan Böke'nin açılış konuşmasından sonra Adana Barosu adına basın açıklamasını Başkan Yardımcımız Av. Hüseyin Saygılı gerçekleştirdi.

Av. SAYGILI: KANUN, ANAYASA İLE GÜVENCE ALTINA ALINAN HUKUKİ ÖNGÖRÜLEBİLİRLİK İLKESİNİ DE İHLAL ETMEKTEDİR
İnsanlara ölüm hakkı olarak tanınan ve rıza temeline dayanan ötanazi uygulamasının; rıza ve irade beyanı olmayan hayvanlar için söz konusu olamayacağını hatırlatan Av. Hüseyin Saygılı, “Hayvanların öldürülmesi ve hapsedilmesini içeren Kanun, hukuk devleti ve hukuki belirlilik ilkelerine aykırı olduğu gibi, Anayasa ile güvence altına alınan hukuki öngörülebilirlik ilkesini de ihlal etmektedir. Hayvan haklarının korunması için daha önce önerilen "Kısırlaştır-Aşılat-Aldığın Yere Bırak" yönteminin başarılı örnekleri olduğunu hatırlatmak isterim.” dedi.

Av. Saygılı konuşmasına şu şekilde son verdi:
“Adana Barosu olarak; Hayvanlara Karşı Şiddetin önlenmesi için Anayasa ve Kanunlarla güvence altına alınan hayvan haklarının tüm kurum ve kuruluşlarca eksiksiz uygulanması, hayvan sağlığı ve hayvan hakları konusunda uzman hukukçuların, veteriner hekimlerin, sahada hayvanlar için çalışan sivil toplum kuruluşlarının ve gönüllülerin görüş ve önerilerinin alınması öncelikli talebimiz olup; mezkur Kanun dayanak gösterilerek acımasızca katledilen binlerce canın sesi olmaya devam edeceğimizi, Anayasa Mahkemesi'ni de yaşamdan ve yaşatmaktan yana olmaya davet ettiğimizi kamuoyuna saygıyla arz ederiz.”

Av. Hüseyin Saygılı’nın konuşmasının ardından Hakları Komisyonu Başkanı Av. Melike Yılmaz, ortak basın metnini okudu.

7527 sayılı Kanunla getirilen değişikliklerin Anayasanın 2. maddesi ile güvence altına alınan hukuk devletinin temel unsurlarından belirlilik ilkesine; ayrıca suçta ve cezada kanunilik ve cezaların şahsiliği ilkelerine aykırı olduğunu belirten Av. Yılmaz, “Kanun, keyfi ve denetimi mümkün olmayan uygulamalara sebebiyet vermesi yönüyle Anayasa ile güvence altına alınan hukuki öngörülebilirlik kuralını da ihlal etmektedir. İnsanlara ölüm hakkı olarak tanınan ve rıza temeline dayanan ötanazi uygulamasının; rıza ve irade beyanı olmayan hayvanlar için söz konusu olamayacağını, hayvanların ÖLMEK İSTEMEDİĞİNİ belirtmekten ise utanç duyuyoruz. Ayrıca veteriner hekimleri hayvanları öldürmeye zorlamanın veteriner hekimlik mesleğinin doğasına, meslek kurallarına ve mevzuatına aykırı olduğunu, veteriner hekimlik yemini ile de bağdaşmadığını buradan bir kere daha hatırlatıyoruz.” şeklinde konuştu.

Av. YILMAZ: YAŞANAN BU SÜREÇTE HAYVANLARIN KAYBEDECEK TEK BİR SANİYESİ DAHİ YOKTUR
Av. Yılmaz,”31 Ağustos 2024 tarihinde Ankara Polatlı'da yavru bir köpeği dirgenle öldüren fail ‘Devlet kanun çıkardı köpekleri öldürmek için.’ diyerek bu kanundan cesaret aldığını açıkça beyan etmiştir. Hayvanlar dirgenle, tüfekle, kürekle, dövülerek, asılarak, zehirlenerek, boğularak ve daha sayamadığımız birçok yöntemle öldürülmüş, yaralanmış ve özgürlüklerinden yoksun bırakılarak ölüm kamplarına hapsedilmiştir. Yaşanan bu süreçte hayvanların kaybedecek tek bir saniyesi dahi yoktur.” ifadelerine yer verdi.
Hayvanları Koruma Kanunu denilmesine rağmen; kanunun adına, amacına, koruduğu değer ve menfaatlere açıkça aykırı olan bu yasanın derhal iptal edilmesi gerektiğinin altını çizen Av. Yılmaz, “Anayasa Mahkemesi hukukun ve vicdanın gereğini yerine getirerek yaşanan katliamlara bir an evvel ‘dur’ demelidir. Eğer hem hayvanlar hem de insanlar için doğru olan yapılmak isteniyorsa hayvanların aşılanıp, kısırlaştırılıp yerinde yaşatılmasını öngören Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. Maddesine geri dönülmeli ve bu sefer bu madde uygulanmalıdır.” diye konuştu.

Av. YILMAZ: ANAYASA MAHKEMESİ’Nİ YAŞAMDAN VE YAŞATMAKTAN YANA OLMAYA VE BİR AN EVVEL BU KAN KOKAN YASAYI İPTAL ETMEYE DAVET EDİYORUZ
Av. Yılmaz açıklamaya şu şekilde son verdi:
“Bizler yaşamdan ve yaşatmaktan asla vazgeçmeyeceğimizi, her yaşamı tek tek savunacağımızı, hiçbir hayvanı toplama kamplarına ve ölüme terk etmeyeceğimizi buradan bir kere daha haykırıyoruz. Anayasa Mahkemesi’ni de yaşamdan ve yaşatmaktan yana olmaya ve bir an evvel bu kan kokan yasayı iptal etmeye davet ediyoruz. Hak ve özgürlükleri yok sayılarak katledilen tüm hayvanları saygıyla anıyor; yapılan ve yapılacak olan katliamların ve topluma yayılan şiddetin sorumluluğunun bu kanun iptal edilmediği sürece hepimizin üzerinde olacağını tarihe not düşüyoruz.”

ORTAK BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:

 

2 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe giren, hayvanların öldürülmesini ve hapsedilmesini içeren 7527 sayılı yasaya karşı var gücümüzle yaşamı savunmak ve Anayasa Mahkemesi’ne bir kere daha seslenmek için bugün bir aradayız.

Bilindiği üzere, konunun uzmanları ve Sivil Toplum Kuruluşları dinlenmeksizin, dinlenen bazı uzmanların ise görüşleri ve uyarıları dikkate alınmaksızın, acele bir şekilde hayvanların yaşam hakkı ve özgürlüklerini, çevre hakkını ve Anayasa'nın birçok hükmünü ihlal eden bir kanun çıkarılmıştır.

Çeşitli algı operasyonları ve nefret politikaları ile köpekler düşman ilan edilmiş ve yıllardır var olan birlikte yaşam kültürümüz yok sayılarak, hayvanların hak ve özgürlüklerini ihlal eden katliam yasası yürürlüğe girmiştir. Yıllarca görevini yapmayan, sokakta yaşayan hayvanların rehabilitasyonuna, kısırlaştırılmasına, aşılanmasına harcanması gereken bütçeyi başka yere kullanan belediyeler, bu durumu denetlemeyen kurumlar ve kamu görevlileri yüzünden bugün sokakta yaşayan hayvanların ötanazi adı altında öldürülmesinin, ölüm kampı olan barınaklara hapsedilmesinin yasal yolu açılmıştır.

Ancak önemle belirtmek isteriz ki 7527 sayılı Kanunla getirilen değişiklikler Anayasanın 2. Maddesi ile güvence altına alınan hukuk devletinin temel unsurlarından belirlilik ilkesine; ayrıca suçta ve cezada kanunilik ve cezaların şahsiliği ilkelerine aykırıdır. Kanun, keyfi ve denetimi mümkün olmayan uygulamalara sebebiyet vermesi yönüyle Anayasa ile güvence altına alınan hukuki öngörülebilirlik kuralını da ihlal etmektedir. İnsanlara ölüm hakkı olarak tanınan ve rıza temeline dayanan ötanazi uygulamasının; rıza ve irade beyanı olmayan hayvanlar için söz konusu olamayacağını, hayvanların ÖLMEK İSTEMEDİĞİNİ belirtmekten ise utanç duyuyoruz. Ayrıca veteriner hekimleri hayvanları öldürmeye zorlamanın veteriner hekimlik mesleğinin doğasına, meslek kurallarına ve mevzuatına aykırı olduğunu, veteriner hekimlik yemini ile de bağdaşmadığını buradan bir kere daha hatırlatıyoruz.

Kanun koyucunun kanun çıkarırken temel amacının kamu yararı olması gerekir. Kanunun henüz yürürlüğe girmesi dahi beklenmeden artan şiddet eylemleri ve katliamlar ile halkın kanuna karşı tepkileri dikkate alındığında temel amacın kamu yararı olmadığı da çok açıktır.

31 Ağustos 2024 tarihinde Ankara Polatlı'da yavru bir köpeği dirgenle öldüren fail ''Devlet kanun çıkardı köpekleri öldürmek için.'' diyerek bu kanundan cesaret aldığını açıkça beyan etmiştir. Hayvanlar dirgenle, tüfekle, kürekle; dövülerek, asılarak, zehirlenerek, boğularak ve daha sayamadığımız birçok yöntemle öldürülmüş, yaralanmış ve özgürlüklerinden yoksun bırakılarak ölüm kamplarına hapsedilmiştir. Yaşanan bu süreçte hayvanların kaybedecek tek bir saniyesi dahi yoktur.

Hayvanları Koruma kanunu denilmesine rağmen; kanunun adına, amacına, koruduğu değer ve menfaatlere açıkça aykırı olan bu yasa derhal iptal edilmeli ve Anayasa Mahkemesi hukukun ve vicdanın gereğini yerine getirerek yaşanan katliamlara bir an evvel dur demelidir.

Mahkemenizin daha önce ifade ettiği üzere; Hayvanlar varlıkları itibarıyla sağlıklı ve dengeli bir çevrenin unsurlarındandır. Yıllardır hayvanların korunması için gönüllü olarak mücadele eden yerel hayvan koruma görevlilerinin engellenmesi de temel bir insan hakkı olan "sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını" açıkça ihlal etmektedir. Yapılan değişiklikle hayvanların üretim, satış ve ticareti yasaklanmamış ve değişiklik öncesi kanunun yetersiz kaldığı ifade edilmiştir. Bir kanunun yetersiz olduğunu söyleyebilmek için hiç şüphesiz öncelikle o kanunun uygulanmış olması gerekmektedir.

Eğer hem hayvanlar hem de insanlar için doğru olan yapılmak isteniyorsa hayvanların aşılanıp, kısırlaştırılıp yerinde yaşatılmasını öngören Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. Maddesine geri dönülmeli ve bu sefer bu madde uygulanmalıdır.

Bizler yaşamdan ve yaşatmaktan asla vazgeçmeyeceğimizi, her yaşamı tek tek savunacağımızı, hiçbir hayvanı toplama kamplarına ve ölüme terk etmeyeceğimizi buradan bir kere daha haykırıyoruz. Anayasa Mahkemesi’ni de yaşamdan ve yaşatmaktan yana olmaya ve bir an evvel bu kan kokan yasayı iptal etmeye davet ediyoruz. Hak ve özgürlükleri yok sayılarak katledilen tüm hayvanları saygıyla anıyor; yapılan ve yapılacak olan katliamların ve topluma yayılan şiddetin sorumluluğunun bu kanun iptal edilmediği sürece hepimizin üzerinde olacağını tarihe not düşüyoruz.

Hayvana, insana, yeryüzüne özgürlük ! diyerek sözlerimi noktalıyorum.

Diğer Haberler