22 MART DÜNYA SU GÜNÜ
22/03/2012
22 MART DÜNYA SU GÜNÜ
Her canlının temiz ve ücretsiz suya ve sağlıklı gıdaya erişim hakkı vardır. Devlet, herkesin temiz suya ve sağlıklı gıdaya erişmesini sağlamak için gerekli önlemleri almak zorundadır.Sağlıklı bir çevrede ve Doğa'da yaşamak bütün canlıların hakkıdır. Yeterli gıda, temiz suya ulaşma ve sağlıklı bir çevre de yaşama hakkı insanlığın yeni haklarındandır.
Ülkemizde ve dünyada içme suyu olarak kullanılan kirlenmiş akarsular, yer altı sularının on binlerce insanın sağılığını olumsuz biçimde etkilediği bilinmektedir. İçme suyu kıtlığı ve kirli suyun neden olduğu hastalıklara yakalanan ve hatta hayatlarını kaybeden insanların sayısında her geçen gün daha da büyük bir artış yaşanmaktadır. Akarsular üzerine kurulan sanayi kuruluşları,termik santraller, barajlar ve göletler, akarsuyun su kaynaklarına taşıdığı suyu azaltarak su kaynaklarını ciddi ölçüde tahrip etmekte ve doğal yaşamı tehdit edecek ölçüde su kirliliğine sebep olmaktadır.
Ülkemizde ve dünyada nüfusun hızla arttığı, zaten sınırlı olan içme suyu kaynaklarının hızla tükendiği, kirlendiği bir platformda, temiz ve kullanılabilir suya ulaşmanın sıkıntısı yaşanırken, artan su ihtiyacı ile birlikte su kaynakları artık ekonomik kazanç aracı olarak görülmesi de toplum sağlığı ve ekolojik denge için ciddi tehdit unsuru haline gelmiştir. Suyun ticarileştirilmesi ve özelleştirilmesi de, suyu bir "haktan" ziyade "ekonomik bir kaynak" olarak tanımlayan bu anlayışın ürünü olup kabul edilmesi mümkün değildir.Su tüm canlılar için vazgeçilmez bir " temel haktır."
Su hakkı, T.C. Anayasası'nda yer alan sosyal devlet ilkesi çerçevesinde varlık kazandığı gibi, Türkiye'nin taraf olduğu bazı uluslarası sözleşmelerde de kabul edilmiştir.Kadınlara Karşı Her Türü Ayrımcılığın Tasfiye Edilmesine Dair Sözleşmesi (md.14/2-h) kadınların, Çocuk Hakları Sözleşmesi (md. 24/2-c) Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi'nde temiz içme suyuna erişim haklarından açıkça bahsedilmektedir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nde (md. 3) yer alan "Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır" ibaresinin suya erişim hakkını da içerdiği kabul edilmektedir.
HES Projeleriyle Anadolunun tüm derelerinin akarsularının adeta borulara toplanarak ekolojik dengenin bozulması, yöre halkının su kaynaklarından yoksun bırakılması su hakkını ihlal etmektedir.
Bu çerçevede bu gün tarım alanlarında başlayan su özelleştirmeleri, suyun piyasalaştırılması durdurulmalı, ekonomik araç olarak gören anlayışa son verilerek sağlıklı ve hijyenik koşullarda suya erişim hakkı sağlanmalıdır. Suya erişimin sağlanması tüm canlı yaşamı ve doğanın sürdürülebilirliği, esas alınmalıdır. Su kaynaklarının doğa, insanlık ve kamu yararına kullanılması hedef alınarak, verimli etkin kullanım için "sürdürülebilir kullanım" ilkesi ile bağdaşır düzeyde bir ulusal strateji ve planlama yapılmalıdır.Su tüm canlılar için vazgeçilmez bir " temel haktır."
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
ADANA BAROSU
Diğer Haberler