BAROMUZ

BAROMUZDAN GEZİ PARKI DAVASINDA VERİLEN CEZALARA SERT TEPKİ

görüntülenme
25/05/2022
BAROMUZDAN GEZİ PARKI DAVASINDA VERİLEN CEZALARA SERT TEPKİ
BAŞKANIMIZ AV. SEMİH GÖKAYAZ:
"GEZİ DAVASI YARGILAMASI UTANÇ VERİCİDİR"
25 Nisan 2022 tarihinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Gezi Davasının karar duruşmasında hukuksuzluk sarmalına son bir utanç daha eklenmiş ve 1637 gündür tutuklu olan Osman Kavala daha önce beraat ettiği suç kapsamında bu defa TCK 312/1 maddesi uyarınca 'hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmıştır.
Mahkeme, 18'er yıl hapis ceza verdiği Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi ve 7 kişi hakkında tutuklama kararı vererek ne denli hukuksuz bir karara imza attığını açıkça göstermiştir. Aynı davada, Can Dündar ve M. Ali Alabora'nın da aralarında bulunduğu sanıkların dosyası hakkında ayırma kararı vermiştir.
Gezi Parkı davası, 28 Mayıs 2013’de Gezi Parkı’nın betonlaşmasına tepki göstermek için başlayan Gezi Parkı eylemlerini organize ettikleri iddiası ile 16 kişinin yargılandığı bu davanın ilk duruşması 24-25 Haziran 2019'da gerçekleştirilmişti. Davada 18 Şubat 2020 tarihinde verilen kararla 16 sanığın 10'u, haklarındaki bütün suçlamalardan beraat etmiş, davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala tahliye edilmiş ve yurtdışında bulunan sanıklar hakkındaki yakalama kararı kaldırılmıştı. Savcılığın yerel mahkemenin kararını istinafa taşımasının ardından İstanbul Bölge Adliye 3. Ceza Dairesi, 22 Ocak 2021’de 9 sanık hakkındaki beraat kararını bozdu.
Gezi Davası’nda bugün verilen kararlar ise hepimizin adalet duygusunu derinden yaralamıştır. Verilen karar göstermiştir ki; Gezi davası siyasi ve bir intikam davasıdır.
Osman Kavala’nın hukuken değil siyaseten tutuklu olduğu; davanın adil yargılamadan uzak siyasi bir “yargılama” olduğu ortadadır. Siyasi iktidar, yargıyı da kullanarak kendine karşı bir düşman yaratma ve bundan beslenme alışkanlığını sürdürmektedir.
Mahkemenin verdiği bu kararlar maalesef hukuki değil siyasidir. Yargı, mağduriyet değil adalet üretmelidir. Bu karar, yargı tarihine utanç belgesi olarak geçecektir. Osman Kavala ve tutuklanan tüm sanıklar derhal tahliye edilmelidir. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere siyasi iktidarın temsilcileri yargının üzerinden elini çekmeli, yargı üzerinden ayrıştırma ve hesaplaşma çabaları artık son bulmalıdır. Evrensel hukukun kurallarına ve AİHM kararlarına herkes tarafından uyulmalı, hak ve özgürlükler içselleştirilerek yaşama geçirilmelidir. Yargının bağımsız olmadığı bir düzende hiç kimse kendini güvende hissedemez.
Diğer Haberler